HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, düzenleme ile yapılan değişikliklerin, sigorta şirketlerini besleyen, sigorta şirketlerini ihya eden değişiklikler olduğunu öne sürerek, "Burada, vatandaşın, şoförlerin, sürücülerin, araç kullanıcılarının zararlarının giderilmesi ve bunun karşılanması gibi bir mantıkla, bir arka planla bu düzenleme asla yapılmıyor" iddiasında bulundu.
CHP Eskişehir Milletvekili Cemal Okan Yüksel, vatandaşların, eskisine nazaran daha aleyhte bir tarzda sigorta şirketine başvuracağını ileri sürerek, "Noter kanalıyla başvuracak, harç verecek, yazıyı gönderecek, cevabını bekleyecek. Bu sürede ne olacak? Bir ay, iki ay, üç ay zaman geçecek. İşte, hükümetin gizli niyeti burada ortaya çıkıyor. Sigortacı bu parayı bir ay geç ödese bu paranın cebinde kalmasından kaynaklı olarak 46 trilyon lira kara geçecek" görüşünü savundu.
CHP Çanakkale Milletvekili Bülent Öz, "Sorun, bu ve buna benzer tasarılarda, olaylara milletin penceresinden değil, uluslararası sermaye kuruluşlarının penceresinden bakılmasından kaynaklanıyor. Maalesef, yine finans kapitalin istem ve taleplerine göre bir düzenleme yapılarak bu değişiklik Genel Kurula getirildi" görüşünü ileri sürdü.
MHP İstanbul Milletvekili İzzet Ulvi Yönter, Türkiye'deki yaşlı nüfus oranının, giderek arttığına dikkati çekerek, "İstatistik verilerinden de görüleceği üzere, AKP hükümetleri sayesinde yoksulluğa mahkum edilen yaşlılarımız mutsuz ve umutsuzdur. Aynı zamanda, gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında, ülkemizde yaşlılara sunulan sosyal hizmetler ve sorunlarının çözümü yeterli düzeyde değildir" ifadesini kullandı.
HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, tasarı ile İmar Kanunu'na "su yolu" tanımının eklendiğini anımsatarak, "Bu, sadece İstanbul'la sınırlı kalmayan, bütün Marmara ve Karadeniz'in, uzun vadede ülkenin tamamının ekolojisini, doğal dengesini bozacak 'Kanal İstanbul Projesi' için imar mevzuatının delinmesini amaçlayan, Kıyı Kanunu'na aykırı bir düzenleme" dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Gülay Yedekci, yasa tasarısıyla Mera Kanunu'nun delindiğini savunarak, buna göre, ilgili bakanlığın istediği çalışmayı yapabildiğini ve dilediği tasarrufta bulunabildiğini öne sürdü.