“Canım oğlum seninle aramızda öylesine büyük bir bağ vardı ki… Bu duyguları herkesin anlamasını beklemiyorum. Sen benim biricik oğluşumdun. Neredeyse elime doğdun. Daha 13 günlüktün seni avuçlarıma aldığımda. Sivas’ın Kangal ilçesinde getirmişlerdi seni bana. Daha görür görmez âşık olmuştum sana. Hele o ilk geceyi hiç unutamam. Daha o Bıdık halinle bedeninden bile büyük sesler çıkarıyor cesaretini, gücünü daha bebekken gösteriyordun ya çok ama çok tatlıydın.
Sivas’tan İstanbul’a getirdim seni ve yol boyu kucağımda uyumuştun. Kokumu çekmiştin içine. Annen gibiydim belki de senin için. Annemlerin evine getirmiştim seni ilk. İki ay boyunca senden az çekmedi annemle babam. Her yere çişini yapıyordun evin içinde. Annem altını bezliyordu neredeyse. Evin en kuytu köşelerine giriyor nerede olduğunu bulamıyorduk bir türlü minnacık halinle.