İnsan bir günah işlediğinde, şeytan hemen ona Allah’ın affediciliğini öne sürer ve “Birşey olmaz, Allah affeder” der. Bunu dinleyen nefis de günah işlese bile nasılsa affolunacağını düşünerek hiç çekinmeden günahlara girebilir. Halbuki kimi affedip kimi affetmeyeceğine ancak Cenab-ı Hak karar verir. Şeytan bu noktada Allah’ın “Kahhar” (Kahredici) olan ismini bize unutturur; ta ki her müminin sahip olması gereken Allah korkusunu tamamen çekip alıncaya kadar.. Bizler ise, korku ve ümid arasında olmalıyız. Yani Cenab-ı Hakk’tan hakkıyla korkabilmeli ve aynı zamanda O’nun rahmetinden asla ümid kesmemeliyiz.
“Onlar, korku ve ümit içinde Rablerine dua ederler.” (Secde,16)
ayetinde bildirildiği gibi. Ve,
“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, ölüm halinde bulunan bir gencin yanına gitti. Gence:
– Kendini nasıl buluyorsun, diye sordu. Genç:
– Allah Tealâ’nın rahmetini umuyorum. Günahlarımdan da korkuyorum, dedi. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.v).:
– Bir kulun kalbinde bu ikisi bir araya gelirse, Allah Tealâ o kula umduğunu verir, korktuğundan emin kılar, buyurdu.” (Tirmizî; İbn Mace)