2013 yılında kömürlü termik santrallerin özelleştirilmesinin ardından, bu santrallerin çevre yatırımlarını tamamlamaları için 2019 yılının sonuna kadar süre tanınmıştı. Bu süre içerisinde santraller, filtre ve baca gazı arıtma sistemleri gibi çevre yatırımlarını yapmadan zehirli gazları altı yıl boyunca doğrudan havaya saldı. Termik santallare baca filtresi takmadan 2.5 yıl daha faaliyet gösterme izni veren yasal düzenleme 22 Kasım’da, AKP ve MHP’nin oylarıyla Meclis’te kabul edildi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, söz konusu Madde 50’yi içeren yasal düzenlemeyi 2 Aralık’ta veto etti.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 11. ve 15. maddeleri gereği Kahramanmaraş Afşin A, Kütahya Seyitömer, Kütahya Tunçbilek, Sivas Kangal ve Zonguldak Çatalağzı kömürlü termik santrallerinin tamamen, Manisa Soma termik santralinin ise kısmi olarak kapatıldığını duyurdu. Aynı zamanda Kurum, dört kömürlü termik santrale geçici faaliyet belgesi verilmesi, üç santrale ise gerekli çevre izinlerinin verilmesi kararı alındığını söyledi.
Türkiye’de aktif 28 kömürlü termik santral, planlanan ise 40’dan fazla kömürlü termik santral projesi var.
‘İklim dostu enerji sistemine geçiş için geç kalmamalıyız’
Greenpeace’in avukatı Deniz Bayram şöyle konuştu:
“Beş kömürlü termik santralin kapatılması, Türkiye’nin kirli enerjiden çıkışının ilk adımı olmalı. 2010’ların başında insan sağlığına ve çevreye tehdit oluşturan, iklim krizini tetikleyen onlarca kömürlü termik santrallere izin verilmiş, 2012 kömür yılı ilan edilmişti. Oysa biliyoruz ki, Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyeli ile enerji verimliliği, kirli enerjinin yerini alabilir. 2020 yılı kömürden çıkışın planlandığı bir yıl olsun.
Kirli enerjiden çıkış aynı zamanda, termik santrallerin bulunduğu bölgelerde adil dönüşümün hayata geçirilmesini gerektirir. Santrallerde ve madenlerde çalışan binlerce işçiye güvenceli ve güvenlikli istihdam alanları yaratılması ve kirli santrallerin olmadığı yerel kalkınma planlamalarının hazırlanması gerekiyor. Yeni iklim dostu bir enerji sistemine geçiş, geniş iş olanakları yaratması ve Türkiye’yi teknoloji alanında daha ileriye taşıması açısından da fırsatlar içeriyor. Bu fırsatları değerlendirmede geç kalmamalıyız.”
Emisyonlar kanser ve solunum yolu hastalık risklerini artırıyor
Greenpeace Akdeniz, temmuz ayında Kütahya Seyitömer ve Tunçbilek’te yaptığı 24 saatlik hava ölçümü sonucu hava kirliliğinin Dünya Sağlık Örgütü’nün limit değerinin üç katı çıktı olduğunu ortaya çıkarmıştı.
Greenpeace Akdeniz’in Mart 2019’da hazırladığı ‘Afşin’de Kömürlü Termik Santrallerin Bedeli’ isimli hava modellemesi raporuna göre Afşin’deki santrallerden çıkan emisyonlar yetişkinlerde inme, akciğer kanseri, kalp ve solunum yolu hastalıkları ve çocuklarda solunum yolu enfeksiyonları riskini artırıyor.
Bu santraller kum tanesinden bile küçük parçacık madde (PM2,5) ve azot dioksit (NO2) kirliliği nedeniyle bugüne kadar 17 bin erken ölüme neden oldu.
Kapatılan beş santral kirli enerjinin sonu olsun
Çevre yatırımlarını 2019 yılı sonuna kadar tamamlamayan beş kömürlü termik santral kapatıldı. Greenpeace Akdeniz, bunun Türkiye’nin kirli enerjiden çıkışı için ilk adım niteliğinde olduğunu belirterek acilen temiz ve yenilenebilir enerjiye geçilmesini talep etti.
02 Ocak 2020 Perşembe 16:48
Bu haber kez okundu.