Beton blokları bu güzel şehrin kalbine hançer gibi sağlayarak. Yol yapmadan, kaldırım yapmadan, park yapmadan, yürüyüş alanları, dinlenme alanları, sosyal tesisiler yapmadan, yalnızca bulduğumuz her boş alana beton diktik. Çok para kazanalım dedik, çok rant elde edelim dedik, zenginliğimize zenginlik katalım dedik, sonunda bu hale getirdik, bu tarih mirasını.
Önce apartman dedik, sonra gökdelen dedik, ardından kule adını verdik ve her defasında gökyüzüne doğru tırmanan onlarca katı üst üste dizip, İstanbul’un nefesini kestik. Milyonlarca insan, milyonlarca bina, milyonlarca araç iç içe, dip dibe, yaşayın da görelim dedik.
Görüntü ortada, ne yazmaya ne söylemeye gerek var. Çık Çamlıca Tepesi’ne, bak önüne arkana, içinden şarkı mı söylemek gelir, yoksa ağlamak mı gör..!
Sokaklarında yürünemeyen, yollarında gidilemeyen, parklarında gezilemeyen kargaşa, kaos, öfke yüklü, beton kaplı bir şehir. İstanbul demesek de olur artık. ‘Betonbol’ adı daha çok yakışıyor, ihanet edilmiş ve hale edilmekte olan bu şehre..
İstanbul değil ‘Betonbol’ diyelim artık..!
İstanbul dünyanın en güzel şehri..! İstanbul Türkiye’nin gözbebeği..! İstanbul Türkiye’yi besleyen megakent..! İstanbul’un taşı toprağı altın..! Ne ararsan, ne istersen İstanbul’da var..! İstanbul tarih kokuyor..! ve daha neler neler, sonuç “İstanbul’a ihanet ettik..!”
12 Aralık 2019 Perşembe 10:07
Bu haber kez okundu.