Öne Çıkanlar haberler Ödülleri Kim Kazandı Yahya Seri CHP Erbakan Hoca
banner279

Bu haber kez okundu.

Bozkaya :  “İnsanımızın sermayesi cebinde tuttuğu oyudur.”

Bilindiği üzere Gelecek Partisi’nin,kuruluşu ve İstanbul İl Başkanlığı teşkilatlanması pandemi sürecine denk gelmişti. Sürecin zorluklarını ve acılarını yaşayan Gelecek Partisi, Küçükçekmece İlçe Teşkilatı yönetim kurulu üyesi Gürol Korkut’u Covid-19 sebebiyle kaybetmişti. Birkaç yöneticisi daha Covid-19’a yakalanıp sıkıntılı bir tedavi süreci yaşamıştı. Yaşadıkları üzücü hadiseler nedeniyle bir süre çalışma tempolarını düşürmek zorunda kalmışlardı. 2021 yılında yeniden çalışmalarına hız veren partinin Küçükçekmece Kurucu  İlçe Başkanı Eser Bozkaya ile ilçe siyaseti üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.

 Bir vatandaş Gelecek Partisi’nde siyaset yapmak isterse hangi özelliğe sahip olmalı?

Bu konuda ilçe başkanlığı adaylığı sürecimdeki deneyimlerimi aktarabilirim, zira parti tüzüğümüzde ya da deklare edilen dokümanlarda böyle bir kriter listesi yok. Ben aday olduğumdaki beklentiler şunlardı; Ahlaki duruş (temiz bir sicil), partiden ziyade talip olduğunuz ilçeye hangi değerleri katabilir siniz? Eğitim durumunuz siyaset ve teşkilatçılığa uygun mu? Ama tüm bunların yanında bence asıl soru şuydu, zor bir dönemdeyiz mücadeleye hazır mısınız?

Peki hazır mısınız?

 Hazır olduğum için kabul ettim ,İlçem ve Ülkem için mücadele ediyorum. Tüm Teşkilatım adına söyleyebilirim ki Evet, hazırız.

Küçükçekmeceliler siyasetten en çok ne bekliyorlar?

 Ben Küçükçekmece’nin siyasi potansiyelinin çok altında temsil edildiğini düşünüyorum. Bence iki şey bekliyorlar. Siyaset alanında potansiyeline uygun temsil edilmesi ve siyasetin sonucu olan değerlerden adaletli şekilde fayda görmeyi istiyorlar. Küçükçekmece insanı hak ettiği değişimin peşinde. Doğru ve vizyoner temsil, hak ettiği hizmeti ve değişimi sağlayacaktır. Gelecek Partisi olarak Küçükçekmece’ye hakkını teslim etmek istiyoruz.

  Partinizin Merkezi hükümette Ak Parti'ye muhalefet ediyor. Bu konuda Sayın Ahmet Davutoğlu en keskin dili kullanan lider olarak görülmekte. Küçükçekmece'nin yerel iktidarında ise CHP var. Burada nasıl bir muhalefet tavrı sergiliyorsunuz?

Ben Genel Başkanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’nu Türkiye için bir şans, hatta bir güvenlik supabı olarak görüyorum. Zira muhalefet anlayışındaki ezberleri bozmuştur. Klasik muhalefet tavrı olan rakibinden ne gelirse reddet politikası yerine; alternatif çözümler sunan, gelecek projeksiyonu ortaya koyan, problemler ortaya çıkmadan önleyici tedbirler almaya davet eden bir muhalefet modeli geliştirdi.

“Ainesi iştir kişinin “ Yakın dönemimize baktığımızda pandemi koşullarına dair tavsiye ve tedbirler, gerek ekonomik zafiyetlerin çözüm yolları, dış politikadaki itibarımızın yerle bir edildiği acemiliklere karşı verilen tepki ve önerilerimiz bunların yegane kanıtıdır.

Genel Merkezimizin bu yapıcı muhalefet anlayışı, mikro ölçekte bakacak olursak bölge siyasetinde bize rehberlik ediyor. Bu esaslarla bakacak olursak ,Küçükçekmece Belediyesi’nin elbette beğendiğimiz ve beğenmediğimiz uygulamaları var. Mesela Pandemi sürecine yönelik iyi bir sınav verdiklerini düşünüyorum. İlimizdeki pek çok belediyeyi bu konuda takdirle izliyorum. Eleştirel bakacak olursak özelde daha fazla sosyal sorumluluk alabilirlerdi. Bunları konuşuyoruz ,ortak akılla çözümler üretmeye hazırız zira mevcut belediye başkanımızın diyaloğa çok açık ve samimi bir profili var. Belediyeleri diğer yönleri ile eleştirmeden önce pandemi koşullarının getirdiği zorlukları anlamak  gerektiğini düşünüyorum. Bir yandan sağlık elden gidiyor sosyal sorumluk alın şimdi kaldırım yapmanın zamanımı derken bir yandan da  muhalefet yapıyor gibi görünmek için bu dönem yol çalışmaları yetersizdi demek çelişkidir, bu duruma düşmekten partim ve ilçem adına imtina ederim. Diğer partileri bilemem ama bölgemizde bizim politikamız bu yönde.

    İl Başkanlık binasının Küçükçekmece'de olması dolayısıyla bir nevi merkez ilçe konumundasınız. Bu durumun avantaj veya dezavantajları var mı?

 Evet avantajları ve dezavantajları var. İl başkanlığımız gece gündüz İstanbul ve Türkiye için çalışıyor, üretiyor, denetliyor. Bu denetimlere en yakın ilçe olmak biraz dezavantaj görünebilir ama bu bir şekilde de bizi motive de ediyor.

Mesela bu motivasyonu İstanbul İl Kongremiz’de gösterdiğimiz kanaatindeyim.  Pandemi döneminde insanlar sokağa çıkmaya soru işareti ile bakarken, biz ev sahibi ilçe olarak tüm insan kaynaklarımızla sorumluluk aldık, ciddi manada sahiplendik. Beklenti yüksekti ve beklentileri karşıladığımız kanaatindeyim. Sağlık tedbirleri açsından başka ilçelerden katılım ve yığma yapmamaya çalışan ama aynı zamanda kontrollü bir şölen ortamını da arzu eden bir duygu durumu içerisindeydik. Hem sağlık tedbirlerini elden bırakmadık, hem de İstanbul’a varlığımızı ilan ettik.  Sadece Küçükçekmece’den On otobüs kaldırdık, davullar zurnalar eşliğinde görkemli ve kalabalık bir şölen havası yarattık. Genel merkezimize kadar tebrik ve takdirler aldık.

İletişim çağında olduğumuz düşünülürse avantaj, dezavantaj kriterlerini yakınlık uzaklık mefhumundan ziyade ekip kültürü, birlikte çalışma kültürü belirliyor dersek daha yerinde olur diye düşünüyorum. Merkezdeki ilçe olmanın sorumluluğunun ayrıca farkındayız.

    Türkiye'nin en büyük seçmen nüfusuna sahip ilçeleri arasında Küçükçekmece var. Yani Küçükçekmece lokomotif bir ilçe. Baskın seçim olursa hazır olabilecek misiniz?

Ben buna inanarak söylüyorum, bugün seçim olsun bugün hazırız. Daha önce görev yaptığım siyasi parti kuruluşundan kısa zaman sonra seçim gördü, hem de iktidar baskısını ve manevralarını iliklerimize kadar hissettiğimiz bir ortamdaydık. Bize sandık görevlisi yapacak kadar üye sayınız yok dedikleri yerde seçim ofislerimiz dolup taşmıştı. Mücadelenin olduğu yerde millet sizi hiç yalnız bırakmıyor, bu ülke adına umudumu yeşerten de biraz bu aslında. Kurdukları korku imparatorluğunda insanlar polemiğe girmek ve oyunun rengini belli etmek istemiyor olabilir ama seçim sathında oluşacak sinerjiden zerre şüphem yok.

    Küçükçekmece'de hedeflediğiniz üye sayısı için bir rakam vermeniz mümkün mü?

 İlçedeki seçmen sayısının yüzde 1'ini üye yapabilmeyi planlıyoruz. Bu bizim asgari standartlardaki hedefimiz. Sayıya yönelik hedef koyduğumuzda artan nüfus ve yeni seçmen sayısı da düşününce hedefiniz bir süre sonra küçük bir hedef olabiliyor. Gönlümüz istiyor ki seçmenimizin yüzde 3 -4’ünü üye yapabilelim ki aidiyetler pekişsin  Fakat malumunuz görünmeyen bir korku imparatorluğu var. Ayrıca pandemi sebebi ile istediğimiz kadar insanlara dokunamıyoruz , ev ziyaretleri esnaf ziyaretleri, sivil toplum örgütleri ziyaretleri çok daha akıcı olabilirdi.

Buna rağmen ciddi bir üye sayımız oluştu. 2021 yılında üç binden az olmamak kaydı ile üyelik hedefimiz var.

   Gelecek Partisi'ne üye olmak isteyen bir vatandaşın kimden ne şekilde korkusu olabilir ki?

 İnsanların telefonda bile iktidara muhalefet etmeye korktuğu bir dönemdeyiz. Sokakta üye çadırlarımıza yanaşıp gönlüm sizden yana ama oğlum/kızım devlet memuru veya şurada çalışıyor,Merakınız olmasın biz sizinleyiz,Sandıkta bunu göreceksiniz diyen vatandaşlarımızın bu korkusunu yaratanlara karşı esef duysak da ,birliktelik mesajları bizleri motive ediyor. Bu yüzden diyoruz ki sandık sonucunu üye sayıları ve anketler belirlemeyecek. İnsanımızın sermayesi cebinde tuttuğu oyudur. Seçim zamanında bu sermayeyi ehil kadrolara yani Gelecek partisi kadrolarına teslim edeceğine yürekten inanıyoruz.

   Daha önce Bağcılar'da siyaset yapmıştınız? Partiniz Küçükçekmece için neden sizi tercih etti?

 Buna aslında il başkanlığımız da çok dikkat etti, bölgeyi bilmek önemlidir. Gerek demografik yapı gerekse diğer dinamiklere hâkim değilseniz bocalarsınız ve bu bir soru işaretidir.

Fakat şunu gördüm, ben atanmadan hemen önce zaten demografik yapıdan dokunulacak insan yapısına kadar çalışmalar zaten il başkanlığımız tarafından profesyonel bir biçimde yapılmıştı. Ben de Küçükçekmece geçmişi olan bir kardeşiniz olarak siyasi ve  kişisel birikimlerimi de kullanarak bugüne kadar ilçemi doğru şekilde temsil ettiğimi düşünüyorum.

Diğer adaylardansa neden ben yönünden soruyorsanız, diğer adaylar ile alakalı benimle bilgi paylaşmadılar ki etik olan da budur. Bende takdir kılmalarına ise yorumum; karşılıklı mülakatlarımızdaki motivasyonum, temsil etmeyi planladığım fikir ve öneriler, siyasete yatkınlık gibi kriterlerdir diye düşünüyorum. Özellikle Küçükçekmece özelinde karar vermek için ciddi beklettiler ve uzun istişareler sonucu atamam gerçekleşti. Bu konunun Küçükçekmece’ye verilen kıymetin bir izahı olduğu kanaatindeyim.

Siyasetten ziyade biz Türk insanı olarak dokunmayı, sarılmayı severiz ve bu şekilde hemhal oluruz. Biz şu an hemhal olamıyoruz enerjimizi hissiyatımızı karşı tarafa istediğimiz kadar geçiremiyoruz. Tabi bu işin duygusal tarafı. Ama şunu unutmamak lazım, bugün insanımızın iş hayatını, sosyal hayatını hatta psikolojisini etkileyen pandemi değil. Pandeminin doğru yönetilmemesidir. Genel Başkanımız Sayın Davutoğlu hem madde madde çözümleri anlattı, iktidara resmen bir reçete sundu.Peki İktidarımız ne yaptı? Para bastı ve beş müteahhite dağıttı, yine onların kredilerini ödemelerini erteledi, vergi borçlarını top yekün sildi. Kahvehaneleri ,Restoranları kapattı ama AVM leri açık bıraktı. Aslında bir yerde kimin yanında olduğunu gösterdi. “Ben vatandaşın dar gelirlinin yanında değilim güçlünün yanındayım” dedi. Milletimiz bunları görüyor, bugün sorun pandemi değil pandeminin getirdiği değişkenleri okuyamama ve doğru yönetememedir. İktidarın bir tercih yapması gerekiyordu ve tercihini güçlüden, zenginden kendi yarattığı oligarklardan yana yaptı.

 Siz aynı zamanda bir iş insanısınız. Sektöründe lider firmalardan birinin sahibisiniz. Pandeminin sizin sektörünüze etkileri neler?

 Evet bir iş insanıyım , GPS tabanlı izleme sistemleri alanında işler yapıyoruz. Genel tabirle araç takip sistemleri yazılımları üretiyoruz. Türkiye’nin önde gelen markaları pörtföyümüzde ve her geçen yıl büyüme trendindeyiz. Pandemide oluşan tüm olumsuz koşullara rağmen biz büyüdük, normalde çalışmamız gereken mesainin yeri geldi iki katı çalıştık ama potansiyelimizi genişleterek koruduk. Meslektaşlarım ve sektördaşlarım için maalesef aynısını söyleyemiyorum çünkü görüyorum ki, pozitif açıdan bizim alanımız biraz istisna kaldı. Bu süreçte en çok kar oranlarını bankaların açıklaması bile oturdukları yerden sermaye sahiplerinin milletimizi nasıl sömürdüğünün göstergesidir. Faizler üzerinden propaganda yapan, manevi duyguları sömüren ve enflasyonu yeneceğiz diyen iktidarın özellikle pandemi döneminde olmak üzere, milletimizi nasıl faize mahkum ettikleri ve  enflasyona boğdurdukları malumunuz.

Tok açın halinden anlamaz derler, yaşadıkları şatafat içerisinde toplumdan uzaklaşan bir iktidarın toplumun içinde bulundu durumu görmesi, hissetmesi mümkün değil.

Ben imtina ederek söylüyorum “tokum” ama Allah gönüllerdekini bilir açın halini anlıyorum, herkes tokum diyene kadar çalışmaya devam edeceğim. Siyasette bulunma asli nedenim budur.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner183