“DOĞU VE BATI ARASINDAKİ BİR TOPLUMUZ”
İnsanların meşgul ve ait olduğu kültür ve dilin psikolojilerini de etkilediğini ifade eden Yusuf
Özkan Özburun, Türk toplumunun doğu ve batı arasında bir toplum olduğuna dikkat çekerek,
“Bizler, lahmacun ile kolayı birlikte yiyen bir toplumuz. Bizim psikologlarımızda halkın
psikolojisini iyi anlamalıdır. İnsanlarla münasebet kurma ilmini bilmeleri gerekiyor. Doğuyu
da batıyı da iyice anlayan bir bilince sahip olmalı” diye konuştu.
ÇİNLİLER PSİKOLOJİK SAVAŞIN ÖNCÜSÜDÜR
Tarihte ilk kez psikolojik savaşın bir Çinli tarafından yazıldığını söyleyen Prof. Dr. Nevzat
Tarhan, “Çinli Kumandan Sun Tzu, Orta Asya’da ki Türklere karşı nasıl mücadele ederiz diye
yazmıştır. Çin Seddi’nin yapıldığı aynı dönemde kitap yazmak zorunda kalmış. Çin Seddi’nden
daha etkili şekilde Çin’i koruyabilmiş. Aslında Çin Seddi önce zihinlere yapılmış. Çinliler
psikolojik savaşın öncüsüdür” diye konuştu.
“DARBE TEHLİKESİ GEÇMİŞ DEĞİL”
Şu anda İngilizlerin psikolojik harekat uyguladığını belirten Nevzat Tarhan, “İngiliz Başbakanı
Cameron’un dünyadaki problemler bizden kaynaklanıyor diye bir açıklaması vardı. Bunu
istihbarat bilerek yapıyordu. Asimetrik savaştır bu. 15 Temmuz’da yapılan darbe FETÖ’cü
darbe olarak biliniyor ama aslında FETÖ omurga ama Atlantikci darbe. Silahlı kuvvetlerin
içerisinde Avrasyacı subaylara karşı Atlantikci subayların oluşturduğu iki tane blok var. Zaten
genelkurmaylar Amerika’da eğitim görüyor. Tutuklu olan Akın Öztürk İsrail’de eğitim
gördükten sonra birden değişmiştir. Ergenekoncu grup şuan Avrasya ekolünü oluşturuyor.
Atlantikci kadrolar, Avrasyacı kadrolara operasyon çekmişler ve FETÖ iyi bir şekilde herkesi
kullanmıştır. Kendisini de kullandırtarak. Bu nedenle şuanda Atlantikci ekolde yetiştirilen
subaylar mercek altına alınması gerekir. Bu tehlike geçmiş değil, kurmay eğitimini alanlar
NATO dolayısıyla alıyorlar. Yine oraya gitmek zorundalar ” diye konuştu.
“ORTADOĞU’YU IŞİD SARMALINA SOKTULAR”
Asimetrik savaş, etki odaklı savaş, 4. nesil savaş denilen psikolojik savaşların tüm dünyada
uygulandığını belirten Tarhan, “Hiç silah kullanmadan, kendini bile belli etmeden
yaklaşıyorlar. Medya çok önemli bir yöntem. Medyanın gücüyle toplumda güç odaklarını ve
dostunu düşmanını karıştırıyorlar. Günümüzde, masum insanların bu yöntemle mağdur
edildiğini görüyoruz. Kişi, kendini güvensiz hissediyor. Her an tedirgin. Gerçekten dost olan
birisine düşman görüp savaş açabiliyor. Ortadoğu’da yaşananların hepsi kardeş savaşlarıdır.
Bunlar normalde birbirine silah çekebilecek kimseler değil. Senelerce Irak’ta hep bombalar
patladı. Mezhep çatışması diye. Irakta hükümet var, siyaset işliyor. Peki bu bombalar niye
patlıyor. Oradaki grupları marjinalleştirdiler, radikalleştirdiler sonra da şeytanlaştırdılar.
Ortaya IŞİD çıktı. Bu aslında psikolojik ortam oluşturmaktır. Ortadoğu’yu bir IŞİD sarmalına
soktular. Bu bilinçli yapılmıştır. IŞİD’den yaralananlar, Şam’daki İsrail hastanelerinde tedavi
oluyor ve bundan rahatsız olan da yok” diye konuştu.
İNSANLIK TARİHİNDE İLK KEZ SÖMÜRGECİLİK BAKANLIĞINI İNGİLTERE KURDU
Prof. Dr. Tarhan, insanlık tarihinde ilk sömürgecilik bakanlığının İngiltere’de kurulduğunu
belirterek, “İngiltere bunu hakkı gibi görüyor. Bu utanç verici bir şeydir. Demek ki dünyayı
öbürü gibi görebiliyorlar. Sömürmeyi de kendilerinde hak buluyorlar” dedi.
Katılımcıların sorularını da yanıtlayan Prof. Dr. Tarhan, ‘Anne Darbe Ne Demek?’ isimli yeni
kitabını yakında okurlarıyla buluşacağını ifade etti. Söyleşi sonunda Başkan Yardımcısı Besim
Müftüoğlu, Tarhan’a teşekkür ederek, günün anısına çiçek takdim etti.