Esenler Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğü'nün düzenlediği “Fikir Atölyesi” programı Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi'nde gerçekleşti. Gazeteci Yusuf Kaplan programda, sabiteler ve değişkenler üzerine bir seminer verdi.
KELİMELER KAVRAMA DÖNÜŞMELİ
Sabiteler ve değişkenler arasındaki ilişkinin ve bu kavramlarının zihin açacak kavramlar olması sebebiyle oldukça önemli olduklarını aktaran Yusuf Kaplan, "İnsanların tarihini okumamız açısından ve şu an yaşadığımız süreci küresel ölçekte okumamız açısından sabiteler ve değişkenler önemli birer kavramsal araçtır. Bizde değerler yoktur, sabiteler vardır. Bu kavram bize ait değildir. 'Değer' kelimesi Türkçe bir kelimedir ama kavram olarak bize ait değildir. Tıpkı medeniyet kelimesi gibi değer kelimesi de bize ait olan bir kavram değildir. Medeniyet kelimesinin içeriği, bu kelimeden anlaşılan ve medeniyet kelimesine yüklenen anlam modern Batı uygarlığına aittir. Dolayısıyla medeniyet kelimesi bize ait değildir. İşte bu zihinsel köleliktir. Kelimelerin kavramlara dönüşmesi lazım, kelimeler size ait kavramlara dönüşmezse o ruha dönüşemez. Çünkü bir dünya kuracaksanız kendi kavramlarınızla kurmanız gerekir. Başkalarının kavramlarıyla kendi dünyanızı kuramazsınız, dünyanızdaki o ruhu inşa edemezsiniz" diye konuştu.
ÖZÜNÜ YİTİREN VİCDANINI YİTİRİR
İnsanın özünü ve fıtratını yitirmemesi gerektiğini belirten Kaplan, "Eğer bir kişi özünü ve fıtratını yitirirse, tabîliğini de yitirmiş olur. Bir şey tabiatını koruyorsa kendine özgü özelliklerini koruyor demektir. Tabiliğini yitiren gayri tabileşen insan, insanlığını da yitirmeye başlar. Eğer bunları yitirirse insan vicdansızlaşır. Batı’da iki sistemle ayakta duruyor insan; ekonomik sistem ve hukuk sistemi. Bu iki sistem de Batı’da oldukça güçlüdür. Hukukun hiç gelişmediği ilkel bir yerde de, hukukun çok aşırı geliştiği bir yerde de insan yoktur. Hukukun çok geliştiği yerde bir sistem vardır, her şey düzgündür ve o sistem dahilinde ilerler. Dolayısıyla her iki yerde de insanın varlığından, insani olanın varlığından söz edilemez. Batı’da çok güçlü bir hukuk sistemi vardır ama bu sistem insandan önce gelir. Böylece içinde yaşadığımız çağda ve Batı’da insan sadece sistemi var etmek için hayattaymış gibi bir durum ortaya çıkar. Böylece tabiatından oldukça uzaklaşmış bir insanla karşı karşıya kalırız" şeklinde konuştu.