Kanal 34'te Muteber Yılmazcan ile Holistik Mutluluk programına katılan Ermeni kökenli siyasetçiler, siyasetin, mutluluğun temel bileşenleri olan aile, sağlık, eğitim, maneviyat, insan ilişkileri ve faaliyetler olarak tam da göbeğinde olduğunu ifade ettiler.
Ortak özellikleri Ermeni olan siyasetçiler, sürekli düşman yaratılan bu ülkede vazgeçilmez düşman olan Ermenilerin Anadolu’da sürekli üreten mutfakta olduğunu ve Osmanlı çöküşünde Ermenileri göndererek, mutfağı ahçısız bıraktıklarını söylediler.
Programda konuşan CHP’li Milletvekili Selena Doğan, siyaset veya politikanın, devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatı olduğunu, bireylerin ve toplumun mutluluğu ile siyaset ve siyasetçinin ilintili olduğunu belirtti.
“Siyasetin amacı da toplumun mutluluğunu sağlamaktır” diyen Doğan, Türkiye’de son iki yıllık süreçte insanların karamsar bir yapıda hayatlarını devam ettirdiklerini, işsizlik, ekonomik kriz, terör, darbe, kadına şiddet gibi ortamda mutluluk tanımının standartlarının ve anlamının değiştiğini belirterek,“Ne yazık ki insanlar sokağa çıktığında o gün bomba patlamıyorsa mutlu” dedi.
Yaşananların kader gibi dayatılmasını yanlış politika olarak değerlendiren Selena Doğan, bu gidişe dur demek için 16’Nisan’ın önemli bir tarih olduğunu belirtti.
Bakırköy Belediyesi Sanattan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Meclis Üyesi Nurhan Çetinkaya da, “Mutluluk siyasetin mutfağıdır” tespitinde bulundu.
Halkın siyasetçiden ilgi ve hizmet beklediğini ifade eden Çetinkaya, “Siyasetçi üretmeli ve eğitmeli. Binaya yatırım var ama insana yok” diyerek, ülkemizde fikren de bir üretimin olmadığını söyledi.
“İnsanlar üretmeyi bırakıp tüketmeyle mutlu olmayı deneyince mutsuz oldular” diyen Çetinkaya, “Biz çocukken kandillerde para toplardık, siyah beyaz televizyonda çizgi film saatlerini beklerdik. Kimsenin kimseyle sıkıntısı yoktu. Ayrıştıra ayrıştıra ortada bir şey kalmadı. Mutsuz bir toplum olduk” dedi.
Toplumun mutlu olması için insanların siyasetten uzak değil aksine yakın olması gerektiğini ifade eden Çetinkaya, siyaset yapanların da insanlarla konuşarak, talep ve beklentilerini belirlemesi gerektiğini söyledi.
“Paramızı bankaya yatırıyoruz ve bankanın sahibini tanımıyoruz” diyen Çetinkaya, siyasete de o güven duyulana kadar, vatandaş olarak siyaset yapanları ve siyasetçileri takip ederek tanımanın önemine değindi. Siyasetçilerin toplumun her kesimine hizmet etmek gibi bir sorumluluklarının olduğunu unutmaması gerektiğini belirten Çetinkaya, “Sanatsız kalan bir toplumun can damarını kesersiniz. İnsanların öz değerlerine saygı duyarak, beklenti ve taleplerini öncelik tutarak, bina değil öncelikle fikir üretmeliyiz” dedi.