Bakırköy Florya’daki ofisinde gerçekleştirdiğimiz sohbetimizde Sarak, özellikle tarım ve hayvancılığın önemine vurgu yaptı.
“HAYATIMIN HER ALANINDA TİCARET VE DOĞA VAR OLDU”
1983-1985 yılları arasında özel sektörde çalışırken aynı zamanda ticaretle başladığını ifade eden Sarak, “1987 yılında Maliye Bakanlığı’nda göreve başladım. 1998 yılında devlet memurluğundan istifa ederek siyasete girdim. İstanbul Küçükçekmece’den Belediye Meclis Üyesi seçildim. Siyasetin yanı sıra ticaretim de devam ediyordu ve 1999 yılında erkek giyim işine başladım. Bununla da yetinemedim ve hep içimde olan tarım ve hayvancılık işine yöneldim. Halen inşaat, meyvecilik ve hayvancılık işine devam etmekteyim.” dedi.
“COVID 19 TARIM GERÇEĞİNİ BİR KEZ DAHA ORTAYA ÇIKARDI”
Hayvancılık işine Çanakkale ilinde damızlık Sannen keçisi yetiştiriciliği ile devam ettiğini ve yetiştirdiği keçileri İran İslam Cumhuriyeti, Türkmenistan ve Ürdün’e damızlık olarak ihraç ettiğini belirten Sarak, “Meyvecilik işini şu anda İran İslam Cumhuriyeti’nde ürettirip Moskova ya transit ticaret yaparak devam ettiriyoruz. Moskova pazarında kivi piyasasında belirleyici konumdayız. 2020 yılında 4 bin ton kivi ihracatı gerçekleştirdik. Diba Meyvecilik olarak Moskova pazarında iyi bir performans sergilemekteyiz.” dedi.
“HEDEF TÜRKİYE’DE TARIMA İLGİYİ ARTIRMAK”
Sarak sözlerini şöyle sürdürdü: “2020 yılından itibaren Orman Bakanlığı ile yapmış olduğumuz yetiştiricilik projelerinde yaklaşık 1.500.000 metrekare arazide zeytin ve badem yetiştirmek üzere iştiraklerimiz var. Diba Meyvecilik – Diba Hayvancılık tamamen tarım ve hayvancılık işiyle uğraşmaktadır.”
“TARIM VE HAYVANCILIK ANA İŞİMİZ OLUYOR”
Yine tarım ve hayvancılıkla ilgili Dilmun A.Ş adlı şirketlerinin farklı bölgelerde badem ve zeytin yetiştiriciliği ve ticareti yaptığını belirten Sarak “İndus Tarım Ve Hayvancılık A.Ş ünvanlı Şirketimiz ise her türlü fidan yetiştiriciliği ve ihracatı işi yapmaktadır. An itibariyle İzmir’de yaklaşık 550.000 metrekare bir alanda Zeytin fidanı yetiştiriciliğimiz devam etmektedir. Hedefimiz 10.000.000 metrekare alanda zeytin ve badem yetiştirmek. Bu düşüncemizi planladık, projelendirdik ve Tarım Orman Bakanlığı’nda sunduk, görüşmelerimiz devam ediyor.” ifadelerini kullandı.
“ARKADAŞLARIN VEKİL- BAKAN OLDU, SEN İSE ÇOBAN OLDUN” ŞAKASI YAPILIYORDU
Covid - 19 hastalığının ülkemizde ve dünyada tarımın önemini bir kez daha ortaya koyduğunun altını çizerek sözlerine devam eden Sarak, “İnsanoğlu bir kez daha anladı ki beton yenmiyor. Ne olursa olsun tarım ve hayvancılık olmazsa insanoğlu hayatını devam ettiremez. Bunun için 2015 yılında tarım ve hayvancılık işine başladığımızda tanıdıklarımız ve dostlarımız ‘Arkadaşların Milletvekili - Bakan oldu, ağır sanayi tesisleri kurdular sen ise Çiftçi (çoban) oldun diyerek şaka yapıyorlardı. Bugün gelinen noktada pandeminin dünyayı sarması ile tarım ve hayvancılık işinin önemi anlaşılmakta olup yaşamak için yiyecek üretmek vazgeçilmez ve ticari önem kazanmıştır.
“BEN BILL GATES'TEN ÖNCE FARK ETTİM”
Özellikle teknoloji devi Microsoft’un kurucusu Bill Gates'in dünya çapında tarım arazileri satın almaya başlaması ve bu dalda faaliyete başlayacağı duyulunca dünyada ticaretin yönü değişmeye başladığını ifade eden Sarak, “Yani, Bill Gates Covid - 19’dan sonra tarımın önemini kavradı ama ben 2015’te yatırım yapmıştım bile. Öte yandan uzun yıllardır uğraştığım ve 2015’te şirketleşerek yatırım yaptığım hayvancılık konusunda bana ulaşan, bilgi almak isteyen dostlara elimden geldiğince tüm bildiklerimi aktarmaktayım. Hatta bu sektörlere yatırım yapmaları için sadece bilgi vermek yol göstermekle kalmıyor özellikle teşvik ediyorum.” dedi.
“HER FİDAN BİR CAN DEMEKTİR”
Sarak, bilgisini ve tecrübesini paylaştığı ve önerileri doğrultusunda tarıma ve hayvancılığa başlayan iş insanlarını gördükçe ayrıca mutlu olduğunun altını çizerken “Benim için dikilen her fidan bir can demektir. Diktiğim her fidanı bir çocuğum edası ile özenle büyütmeye çalışıyorum. Büyüyen bir ağacı bazen gözümde canlandırıyorum. O ağacın dibindeki börtü böcekten dalındaki kuşa, meyvesini yiyecek insanlardan tabiata saldığı oksijene kadar her şeyi düşünmek beni çok keyiflendiriyor. Yaptığım projenin ömrü en erkeni 150 yıllık. Bu da demektir ki ben öldükten sonrada diktiğim fidanlardan bana hayır ihsan devam edecektir.” dedi.
“IĞDIR KAYISISI VE EKEREK ELMASI NEDEN AVRUPA DA SATILMASIN”
Sarak, en büyük özlemim bu birikim ve tecrübeleri ile doğup büyüdüğü topraklara taşımak olduğunu ve hemşehrilerimin organize olmuş tarım ve hayvancılık projeleri yaparak yetiştirdikleri ürünleri dünya pazarına pazarlamasını sağlamak olduğun belirtirken “Memleketimdeki sebze ve meyve üreticilerin kalkınma kooperatifleri kurarak ürünlerini dünya pazarına ulaştırmalarını istiyorum. Avrupa pazarında Iğdır kayısısını görmek, Moskova pazarında Iğdır domatesi satmak, Fransa’da Ekerek elması görerek keyifli bir duygu tatmak istiyorum.” dedi.
“BAYANLARIN PROJELERİNE BÜYÜK MİKTARDA HİBE KREDİ VAR”
Özellikle genç hemşehrilerimin Iğdır’da modern ve planlı tarıma yönelmelerini istediğini belirten Sarak, “Burada bir konuya temas etmeden geçmek istemiyorum, o da planlı tarım. Iğdırlı bayan kardeşlerimizin organize olarak Kadın Kooperatifleri aracılığıyla dünyadaki tarımsal destek ve hibelerden faydalanmaları gerektiğini düşünüyorum. Gerek dünyadaki fon kuruluşları gerekse devletimiz bu teşebbüslere ciddi manada teşvik ve destek vermektedir. İyi bir planlama ve işe teşebbüs eden herkes disiplinli bir çalışmayla başarı elde edebilir. Bu manada kadınlarımızın başarısı demek bölgemizde tarım ve hayvancılığın kalkınması demektir.” ifadelerini kullandı.
“İNŞAAT SEKTÖRÜNDEN DE KOPMADIK”
Yaptıkları ticaretin bir parçası olarak gördükleri inşaat işini, az ama öz olarak planladıklarını ifade eden Sarak, “İnşaat işini muhtelif yerlerde yapıyoruz ama yoğun olarak Yalova da yapmaktayız. Yalova termaldeki turizm tesisi inşaatımız devam etmektedir. Paşabey Konağı Dinlenme Tesisi en kısa sürede halkımızın hizmetine sunulacaktır.” dedi
CELAL KARAALİ- GÜLAY ARAS