Öne Çıkanlar haberdesiniz Cumhurbaşkanı Erdoğan Benzin Fırtına CHP Başakşehir İlçe Başkanı Beyzade Kayabaşı
banner279

Bu haber kez okundu.

BOZKURT:TEK HEDEFİMİZ İŞÇİ-EMEKÇİLERİ MÜCADELEYE KATMAK
BDSP ve devrimci adaylar olarak neden seçimlere giriyorsunuz?

Bu ülkede işçiler, emekçiler, gençler, kadınlar, Kürt halkı türlü sorunlarla boğuşuyorlar. Tüm özgürlüklerimiz elimizden alınmış durumda. Sorunların, yoğun baskı politikalarının yarattığı bir öfke var. Bunlarla beraber aylardır Türkiye’nin gündeminde seçimler var. Sermaye düzeni ve onun temsilcileri, işçi ve emekçilerde “oy vererek” bir şeyleri değiştirebilecekleri algısını yaratıyor.
Düzen partileri yalan vaatlerini sıralayarak iki yüzlü bir şekilde işçi ve emekçilerin karşısına geçip oy istiyorlar. Sermayedarlardan aldıkları destek, kaynak ve imkanları sonuna kadar kullanıyorlar. HDP çatısı altında birleşen reformist hareket ise özü itibari ile bu sömürü düzenini demokratikleştireceğini söylüyor. Kısacası biriken öfke seçimler vesilesi ile düzen sınırları içerisinde tutulmaya çalışılıyor. Burjuva medya ve basın aracılığıyla da başka bir seçeneğin olmadığı sürekli olarak propaganda ediliyor.

Bizler, Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu ve çıkarttığı bağımsız sosyalist adaylar olarak işçi ve emekçilere başka bir seçenek olduğunu söylüyoruz. Devrim ve sosyalizm mücadelesini büyütme çağrısı yapıyoruz. Politik atmosferin yarattığı olanakları kullanarak devrim ve sosyalizm programımızı işçi ve emekçilere taşıyoruz. Kısacası tüm toplumun politikleştiği ve arayışa girdiği bu dönemde, burjuva düzeni tüm pislikleri ile teşhir ediyoruz. Çözümün ise diğerlerinin dediği gibi oy vererek “seçim” yapmakta değil, gerçek ve kalıcı kurtuluş için mücadele etmekte olduğunu anlatıyoruz.

"Tek hedefimiz işçi-emekçileri mücadeleye katmak"

– Tekrar seçim çalışmasına dönecek olursak, seçim çalışmasında hedefleriniz nelerdir? BDSP olarak nasıl bir seçim çalışması yürütüyorsunuz?
BDSP olarak seçim sürecini bir bakıma çalışmalarımızın yoğunlaştığı bir kampanya süreci gibi değerlendiriyoruz. Seçimleri bir amaç olarak değil işçi ve emekçileri mücadeleye katmada kullanılabilecek bir araç olarak görüyoruz. Tek hedefimizin işçileri, emekçileri, gençleri mücadeleye katmak, devrim ve sosyalizm saflarında taraflaştırabilmek olduğunu söyleyebiliriz. Bu kapsamda alacağımız oyların da bizim için bir anlamı var. Ne kadar işçi ve emekçiyi taraflaştırabildiğimizin bir göstergesi bizim için.
Sanayi havzalarında, fabrikalarda, kent meydanlarında, işçi ve emekçilere, gençlere, kadınlara farklı araçlar kullanarak ulaşmaya çalışıyoruz. Tabi ki çalışmalarımızı düzen partilerine göre çok sınırlı imkanlarla gerçekleştiriyoruz. Ancak yaratıcı çözümler bularak ve tüm imkanlarımızı seferber ederek düzenin seçim aldatmacası karşısında “Tek yol devrim!” çağrımızı etkin ve güçlü bir şekilde yapmaya çalışıyoruz.
Kuşkusuz ki sermaye devleti de bundan fazlasıyla rahatsız oluyor. Benim 1 Mayıs ardından 18 gün tutuklu kalmam ve Gebze’de devrimci seçim faaliyetlerimize yönelik gerçekleşen saldırılar bunu açık bir şekilde gösteriyor.
Bursa’da başlayan ve dalga dalga yayılan mücadele ise sık sık karşılaştığımız “Peki söyledikleriniz nasıl gerçekleşecek?” sorusuna somut ve ikna edici bir cevap olması açısından fazlasıyla yardımcı oluyor. Seçim çalışmalarımızın temel gündemlerinden birisini her bir hakkın ancak ve ancak metal işçileri gibi mücadele ederek elde edilebileceğini anlatmak oluşturuyor.

"Yaşamak için sosyalizmi seçin!"

– Bundan önceki seçimlere nazaran partilerin seçim programları ve bildirgelerinde kadın sorunu özel bir yer tutuyor. Özellikle kadına yönelik şiddete karşı alınacak tedbirler sıralanıyor. Burada HDP’nin kadın sorunu karşısında taleplerinin yanı sıra tüm adayları kadın olan da var. Bir kadın aday olarak, programınızda kadınların özgürlüğü için ne ifade ediyorsunuz?
Programımızla işçi ve emekçi kadınlara sesleniyoruz. Kadınların özgürleşmesinin ilk adımı olarak mücadeleye adım atmalarını görüyoruz. Sayısız işçi direnişinde, işgallerde, Haziran Direnişi sürecinde kadınların öne çıkışını izledik. Kadınlar mücadeleye katıldıklarında iki kat kararlı oluyorlar. Çünkü bu sistem içerisinde erkek sınıf kardeşlerine göre iki kat fazla sömürülüyorlar. Sermaye devleti de bu sömürüyü büyütmek için kadına yönelik şiddeti, baskıyı kendi eliyle besliyor. Bunun yarattığı bir öfke var. Son dönemde Özgecan eyleminde olduğu gibi bunun patlamalarını da gördük. Kimi reformist çevreler -HDP ve KP gibi- kadın sorununa dikkat çekiyorlar, bu sorun üzerinden oluşan duyarlılığı seçim sürecinde değerlendirmek istiyorlar.

Bizler ise seçim döneminde Emekçi Kadın Komisyonları olarak işçi ve emekçi kadınlara “Düzenin seçim aldatmacasını değil, yaşamak için sosyalizmi seçin!” çağrısı yaptık. Çünkü emekçi kadınların yaşadıkları sorunların kaynağında özel mülkiyete dayalı sömürü düzeni var. Ancak bu sömürü düzeni yıkıldığı koşullarda kadınların gerçekten özgür olmasının koşulları da yaratılabilmiş olacak. Bu kapsamda işçi ve emekçi kadınları gerçek ve kalıcı kurtuluşları için devrim ve sosyalizm mücadelesini büyütmeye çağırıyoruz. Ayrıca kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri gibi yakıcı gündemler ve “eşit işe eşit ücret” gibi acil talepler için de mücadele çağrımızı sürdürüyoruz.

"Metal işçisi yanıtını verdi"

- Haziran Direnişi’nin 2. yıldönümü yaklaşıyor. Diğer yandan, seçimler öncesinde metal işçileri mücadele sahnesinde. 7 Haziran seçimleri öncesi ve sonrası için son gelişmeler ne ifade ediyor?
Düzen cephesinden baktığımızda seçim süreci işçi ve emekçileri kontrol altında tutmanın, büyüyen öfkelerini dizginlemenin bir aracı olarak kullanılmaya çalışılıyor. Reformist hareketlerin parlamentarist hayalleri de sermaye devletinin bu çabalarına hizmet etmiş oluyor. Bunu 1 Mayıs sürecinde gördük ve şimdi de Haziran Direnişi’nin 2. yıldönümü vesilesi ile görüyoruz. 1 Mayıs ve Haziran Direnişi seçimlerin gölgesinde kalmış durumda.
Düzen cephesinin yoğun çabaları ile tüm Türkiye’nin gündemine seçimler oturmuşken, bu tabloyu metal işçileri dağıttı. Aslında işçi ve emekçileri seçim aldatmacası ile oyalamaya çalışan sermaye düzenine en güzel yanıtı da vermiş oldular. Sermaye devletinin bundan duyduğu büyük korkuyu işçilere yapılan baskı ve yıldırma politikalarından, metal işçilerinin sesi ve öncüsü olan Metal İşçileri Birliği’ne yapılan saldırılardan gördük. Ancak bu saldırılara, karalamalara rağmen metal direnişi tüm işçi ve emekçilerin gündemine girdi ve sahiplenildi. Herkes için büyük bir umut oldu.

Türlü hırsızlıklara, katliamlara imza atan sermaye düzeninin bugünkü temsilcisi AKP hükümeti ve sermaye devleti her ne yaparsa yapsın, seçimler sonrasında burjuva düzen siyaseti için beklenen ya da beklenmeyen hangi sonuç çıkarsa çıksın işçi ve emekçilerin, kadınların, gençlerin, Kürt halkının büyüyen öfkesi dizginlenemeyecektir. Çünkü seçimlerden çıkacak hiçbir sonuç onların beklentilerini, özlemlerini karşılayamayacaktır. Metal işçilerinin seçimler öncesinde başlayan ve dalga dalga büyüyen mücadelesi bunu kanıtlar niteliktedir.

Sınıf devrimcilerinin “bunalımlar, savaşlar ve devrimler dönemi” tahlilini yaptığı bu dönemde seçimler sonrasında da devrimci sınıf mücadelesini büyütmek için tüm gücümüzü sarfetmeye devam edeceğiz.
 

Anahtar Kelimeler:
IstanbulBozkurtHedefDevrim
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner183