Cumhuriyet Halk Partisi Esenyurt Belediye Başkan Adayı olarak son anda yapılan bir değişiklikle Prof. Dr. Ahmet Özer gösterildi. Yurt içinde ve yurt dışında özellikle yerel yöneticilik anlamında çok önemli çalışmalara imza atan CHP Esenyurt Belediye Başkan Adayı Prof. Dr. Ahmet Özer, aday gösterilmesinin ardından gazetecilerle bir araya geldi. Esenyurt Hasırlı Konya Mutfağı’nda basın mensuplarıyla bir araya gelen Özer, Esenyurt için tasarladığı fikirleri paylaştı.
CHP Esenyurt İlçe Başkanı Hüseyin Ergin, toplantının açılış konuşmasını yaparak, “Katılan herkesin ayağına sağlık. Prof. Dr. Ahmet Özer, Türkiye’nin önemli bir değeri ve hocalarındandır. Özer hocamızla birlikte Esenyurt’ta önemli işlere imza atacağımızı düşünüyoruz.” dedi.
YÜKSEK DONANIMIYLA ESENYURT’TA CİDDİ FARK YARATABİLİR
Selamlama konuşmasıyla başlayan Özer, katılımcılara geldikleri için teşekkür etti. Özer, “Bugün ilk defa sizinle buluşuyoruz. Demokrasinin üç gücü vardır, yönetme, yasama ve yargı. Dördüncü güç de Anayasa’da yazmasa dahi bu medyadır. Beşinci güç olarak ise yerel yönetimlerdir. İşte biz de buna talibiz.
Özgeçmişinden bahseden Prof. Dr. Ahmet Özer, “Ben sosyoloji ve siyaset bilimi profesörüm. Ben aynı zamanda yerel yönetimler uzmanıyım. Türkiye’de benden fazla eğitim alan biri yoktur. Ben üç üniversite okudum, iki master yaptım biri Haccettepe diğeri de Ortadoğu Üniversitesi. Doktora ve Amerika’da postdoktora yaptım. Doçentliğimi siyaset bilimi üzerine yaptım. Amerika’da da yerel yönetimler ve başkanlık sistemiyle ilgili 8 eyalette yaptığımn çalışmalar sonucunda 11 Eylül ABD ve Küreselleşme Tezi ile profesör oldum. Bu çalışmam kitap olarak da yayınlandı.
Belediyecilikle ilgili özelliklerimi anlatacağım size. Ben buraya neden geldim? Ben doktora yaparken 1991 yılında GAP Belediyeler Birliği Kurucu Genel Sekreteri oldum. GAP Belediyeler Birliği’nde 145 belediye var bunun içinde. O dönem Marmara Belediyeler Birliği Başkanı kimdi biliyor musunuz? Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Bir otelde yerel yönetimler konusunda sayın Cumhurbaşkanıyla yerel yönetimler üzerine toplantılar yapıyorduk. Dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen ile birlikte de uluslararası çalışmalar yaptık. Bu yerel yönetim çalışmaları beni belediye başkanlığı adaylığı için motive etti. Mersin’de belediyeye danışmanlığı yaptım. Sonrasında Beylikdüzü Belediyesi’nde Ekrem İmamoğlu ile birlikte çalışmalar yaptım sonrasında yaklaşık 10 yıldır İstanbul belediyeciliğiyle ilgili çalışmalar yaptım, kitaplar yazdım, makaleler yazdım. İstanbul Deprem Üst Kurul üyesiyim. Birileri hakkımda “Esenyurt’a paraşütle geldi” gibi şeyler yazıyor ama böyle bir şey yok. Benim ailem buradadır. Belediyecilikle ilgili pratik yaşamım bu.” diye konuştu.
16 ÖNCE BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI OLACAKLARINI ÖNGÖRDÜ
Cumhuriyet Halk Partisi’nin 2019 yerel seçimlerinde kazandığı büyükşehirlerle ilgili 16 öncesinden adayları öngördüğünü söyleyen Özer, “Ben belediyeciliğin içinde pratikle kendimi yetiştirdim. Ben Toros Üniversitesi’nde rektör yardımcısıyken Kentleşme Ve Yerel Yönetimler Uygulama Ve Araştırma Merkezi’ni kurdum. Bu merkezin uhdesinde Türkiye çapında toplantılar yaptım. 2019 yerel seçimlerine 16 ay varken. Bazı ilçe belediye başkanlarını davet ettim. Örneğin Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu, Adana Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar gibi isimleri davet ettim. Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer de vardı. ‘Cittaslow’ projesini takdir ettiğim için ona doktora diploması verdim. O zaman bana herkes karşı çıkmıştı. Ama ben onun o yürüyüşünü destekledim. Bana niye bunları davet ettiniz dediler ben de dedim ki bunlar belediyeciliğe değer katıyorlar. Bunların önü açık. Ben bilim insanıyım. Bilim insanı geçmişi iyi değerlendirip, günümüzü iyi yorumlayıp, gelecekle ilgili de tutarlı tahminler yapar. 16 ay sonra bu insanlar büyükşehir belediye başkanları olacak dedim. Hepsi şaşırdı. Toros Üniversitesi’nde böyle büyük toplantılar yaptık, Türkiye’yi yöneten insanları, Türkiye’nin en iyilerini davet ettik. Ahmet Ümit’ten, Nasuh Mahruki’ye, Kazım Karabekir’in kızına kadar çok önemli insanları konuk ettik.” dedi.
ULUSLARARASI ÇAPTA CİDDİ ÇALIŞMALAR YAPTI
Dünyaca ünlü isimlerle yerel yönetim çalışmalarına imza attığını söyleyen Özer, “Bahçeşehir Üniversitesi’nde yine öğretim üyeliği dönemimde Göç ve Kent Araştırmaları Merkezi’nde öğretim üyeliği yaptım. Yine yerel yönetimlerle ilgiliydi. Recep Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlığı zamanında İstanbul Harbiye’de Birleşmiş Milletler’in Habitat Zirvesi’ne katıldım. Delegeler arasında şunlar vardı arkadaşlar; Fidel Castro, Bill Clinton gibi isimler. Ben de GAP Belediyelerini temsilen bu zirveye katıldım. İtalya’dan Filistin’e kadar birçok ülkede yerel yönetimlerle ilgili uluslararası çalışmalara katıldım. Bunlar turistik geziler değil arkadaşlar.” dedi.
“ESENYURT’TA OY REKORU KIRACAĞIZ”
Yerine gösterildiği Ali Gökmen’le ilgili de konuşan Özer, “2014 yılında Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday oldum kazanamadım. 2011’de İstanbul 3. Bölge Milletvekili Adaylığına 7. sıradan girdim. 2019 yılında Esenyurt Belediye Başkan aday adayı oldum. O dönem bir kaza geçirdim, ayağım kırıldı ve sürecin dışında kaldım. Kısmet bugüneymiş. Şimdi 2024 yerel seçimleri için Ali Gökmen adaydı ancak çeşitli sebeplerden dolayı çekildi. Bu onun kötü benim daha iyi olduğum anlamına gelmez. Ali Gökmen arkadaşımız da pırıp pırıl bir arkadaşımızdır ve bizimle yol yürümeye devam edecek. Bu konuyla ilgili CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in ifadesi şöyle oldu; “4 ismi kamuoyuna sunduk ve sizin kazanacağınız ortaya çıktı. O yüzden sizi adaylaştırdık” Birilerinin araya fitne sokmaya çalışmasına bakmayın. Ali Başkanımızla biz her gün konuşuyoruz, istişare ediyoruz. Biz Esenyurt’ta rekor oy alacağız. Sonra İstanbul’u da alacağız. Esenyurt’u alanın İstanbul’u alacağını düşünüyorum. Sonrasında İstanbul’u kazananın da Türkiye’yi kazanacağını düşünüyorum. Benim belediye koltuğuna ihtiyacım yok. Benim zaten bir koltuğum var. Bugün bir dekanlık, rektörlük kirli siyasi koltuklardan çok daha değerlidir. Ama siyaseti temizlemeyi kendimize görev edinmiş durumdayız.” ifadelerini kullandı.
ESENYURT’UN SORUNLARINI SIRALADI
Esenyurt’taki problemleri sıralayan Prof. Dr. Ahmet Özer şöyle konuştu;
“Esenyurt Türkiye’de 57 ilden daha yüksek nüfuslu bir ilçe. Resmi olmayan nüfusuyla birlikte 1 milyonu geçkin bir ilçe. Aynı zamanda büyük sorunlarla boğuşuyor Esenyurt.
Ekonomik olarak gelişmiş ama ekonomik kimliğini bulamamış Esenyurt. Gelir eşitsizliği çok yüksek. Bir yanda refah bir yanda açlık sınırında insanlar var. Orta sınıf diye bir şey yok. İnsanlar artık evine ekmek götüremez durumda. Burada 1 milyon kişi varsa 100-200 bin dışında kalan 800 bin kişiye sırtımızı dönemeyiz. İnsanlara insan gibi yaşayacak koşulları sunmamız gerekiyor. Belediye bunları sağlayacak kurumlardan birisidir. Tek başına belediye de yapamaz.
Esenyurt’ta demografik bir şişme var. Özellikle Güneydoğu’daki çatışmalar sebebiyle Esenyurt’a büyük bir göç dalgası oldu. İstanbul’da gelen göçün çoğu buraya geldi. 50 bin nüfuslu bir belde olarak başladı Esenyurt bugün 1 milyon’a ulaştı. Bu çok dramatik bir tablodur. Taşradan göçle gelen insanlar burada dönüşemedi ve arada kaldılar. Örneğin Memo dayı göç edip geliyor. Burada düzgün bir eve, düzgün bir işe giremediğinde ne oluyor? Memo dayı Mehmet bey de olamıyor, Memo dayı olarak da kalamıyor. Kültür sanat, iş, aş olacak ki insanlar da dönüşebilsin. Oysa onlar da insan gibi yaşamayı hak ediyorlar. Bugün Esenyurt adı altında üç Esenyurt var. Avrupai bir Esenyurt diğeri Bangladeş gibi bir Esenyurt bir de emeklinin, eş dostun yanına gelmişlerin idare ettiği bir Esenyurt var. Bunların fotoğraflarını çekin İsveçli birine gösterin aynı kent olduğuna inanmaz. İşte ben belediye başkanı olursam bunları çözeceğiz.”
“KENTLER DE İNSAN ANATOMİSİ GİBİDİR”
Kentlerin yapısıyla insan anatomisini benzeten Özer, “Esenyurt mikro ölçekte de çok kötü durumda. Bir kentin anayasası imar planıdır. İmar Planı burada delinmiştir ve Esenyurt’ta geri dönüşü olmayan bir yola gidildi. Bir yerde yollar düzgün değilse, binalar çürük dişler gibi dizilmişse, hava koridorları yoksa, orada rüşvet, kayırmacılık, kötü yönetim vardır. Ve o kentteki insanlar asla mutlu olmaz, suç oranı yüksek olur. Aksi durumdaki bir kentte ise insanlar mutlu ve müreffehtir. Orada suç az olur. Kent insan anatomisi gibidir. İnsan damarları nasılsa kentin yolları da öyledir. Damarınız tıkanırsa kalp krizi geçirirsiniz. Kent de trafiği kilitlendiğinde böyle hayatını kaybetme riski yaşar.” ifadelerine yer verdi.
EN ÖNEMLİ SIKINTILARIMIZ BUNLAR…
Sorunlar ve çözüm projeleri hakkında bir lansman yapacaklarını belirten Özer, şunları söyledi;
“Esenyurt’ta büyük bir eğitim sorunu var. 38 lise 80 tane ilköğretim var 1 milyonluk şehirde. Bu olacak iş mi?
Sağlık sorunu var. Koca Esenyurt’ta bir tane devlet hastanesi var.
Esenyurt’un yeşille ilgili sorunu var.
Esenyurt, İstanbul’un en sorunlu ilçesidir. Bu sorunları İBB Başkanımızla birlikte masaya yatıracağız. Genel idare ile de istişare edeceğiz. Parti ayrımı yapılmadan gerekirse Cumhurbaşkanının kapısını da çalacağız. Ben her partili vatandaşın belediye başkanı olacağım. Burayı bir ‘barış’ adası yapacağız. Bunları yaparken de yerel seçime büyük ihtiyaç duyacağız.
Koca bir kentte bir tane üniversite var. Üniversite yapmamız lazım.
Bunlar için altyapısı olan arsalar ayarlamamız lazım.
‘Anne işe çocuk kreşe’ anlayışıyla kreşler yapacağız.
Sosyal belediyecilik bizim bildirgemizde var. Ekrem Başkanımız Kent Lokantaları açtı. Biz de Halk Lokantaları açacağız.
Aşevleri yapacağız, taziyelere aş hizmeti vereceğiz.
İl dernekleri bizden yer talep etti. Yerel basın ve il derneklerine yerler tahsis edeceğiz.
Ulaşımla ilgili Mahmutbey-Esenyurt hattını 2025’e yetiştireceğiz.
Bir kariyer koleji düşünüyorum.
Kadınlar, gençler ve engelliler gibi gruplara yönelik proje geliştiriyoruz. Proje ekibimiz çalışıyor. Lansmanla bunları sunacağız.
Meslek edinme için merkezler açacağız.
Esenyurt’un doğru düzgün bir meydanı bile yok. Kentler meydanlarıyla tanınır. Büyük bir meydan için projesini çizeceğiz. Esenyurt’u bu tahribattan kurtaracağız.
Bu projeleri bu hedeflere ulaştırmak için de liyakatli kadrolar oluşturacağız. Bu kadrolarımızla da 31 Mart’ta ipi göğüsleyeceğiz ama önemli olan seçimi kazanmak değil sonrasında bu konuştuklarımızı yapmaktır.
Bir ülkede, bir şehirde veya bir şirkette en büyük şans iyi yöneticidir. Avrupa’da ‘geri çekme’ yasası var. Örneğin bir yönetici seçildi 2 sene sonra hırsız çıktı. Onu geri çekerler. 5 yıl ona tahammül etmezler. Bizde yok bu. Biz bunu defalarca söyledik. Genç ve 85 milyonluk bir nüfusumuz var. Neden dünyada ilk 10 ekonomide olmayalım?”