NÜLÜFER’İN EVLAT EDİNDİĞİ SİYAHİ AYŞE NAZLI KOCAMAN BİR GENÇ KIZ OLMUŞ!

Dört ay yuvada kalmış. Bulunduğu zaman 1 kilo 300 grammış. Üç hafta kuvözde kalmış. Sağlık problemleri olmuş, bir sürü şey atlatmış. Çok görmüş geçirmiş bir kız yani. Onun bu mücadelesi beni heyecanlandırdı. Sağlığı ile ilgili bir takım endişelerim olmuştu ilk başlarda. Tetkiklerini yaptırdım. Umarım bir şey çıkmaz diye dua ettim. Normal çıktı. Sadece biraz minyon. Ama çok tatlı.

Hiç bilmediğiniz bir genetik mirası devralmaktan çekinmediniz mi? * Genetik faktörler çok önemli ama fiziksel görünümünde daha etkili. Kişiliği ile ilgili gelişimler sanki sonradan şekilleniyor. * Sizden evvel bebeği görüp de almayan aileler oldu mu? * Bunu söylemek istemiyorum… (Duygulanıyor…) * Üzülme, kader işte. Sen bu bebeği alasın diye belki onlar istemedi.
BENİ 12’DEN VURDUN * Beni asıl etkileyen bu oldu. Aslında açıklamak istemiyordum ama tam 12’den vurdun yani. Peki, anlatayım artık. Biraz davranış olarak ayına uygun fakat küçük bir bebek. Sonra da yuvada kaldığı için gelişimini gerektiği gibi tamamlayamamış. Onun için bir doktor gitti bebeği gördü. Ve bana kesin alabilirsiniz diye bir şey söylenmedi. Senin sorduğun hikâye de beni çok etkiledi. Yani birtakım ailelerin görüp de onu almak istememeleri.

Ayşe Nazlı… Tıpkı annesi Nilüfer gibi minicik bir biblo… Meğer bazı aileler, Nazlı bebek Ayşe’yi ‘minyon’ olduğu için evlat olarak kabul etmemişler… NİLÜFER, bebeğinin adını, iki sene önce bir evlatlık edinmeye karar verdiğinde koydu: Ayşe. En klasik, en şirin Türk ismi. Nazlı’sını ise onu bulanlar koydu. Nerede nasıl bulunduğu bilgisi gizli olduğu için neden “Nazlı” belli değil. Belki de çok minyon olduğu için kondu bu isim.

Gerçekten Ayşe Nazlı, minicik, biblo gibi bir bebek. Nilüfer gibi. Ayşe Nazlı acaba bir kadını mutsuz eden varlığının, başka bir kadını nasıl büyük bir mutluluğa kavuşturduğunu anladığında ne hissedecek? Evlat edinilmeyi beklerken birkaç ailenin gelip ona baktığını ama çok minyon olduğu için almadığını öğrenince ne hissedecek? Çağlayan sesli, bir minyon kadının onun bu hikâyesinden çok etkilendiğini öğrenince ne hissedecek? Onun sağlık tetkiklerini yaptırırken “Ne olur önemli bir sorun çıkmasın” diye dua ettiğini duyunca ne hissedecek? Onu çok seven annesinin medyatik olması nedeniyle her şeyi çok erken yaşlarda öğrenince ne hissedecek? Ya o da almasaydı beni diye ürperecek mi?