‘Onlarla yalnızca bir kilometre kadar birlikte yürüyebildik, sonra ben gerilerinde kaldım’ demiş Thwaites. ‘Günümü onları arayarak geçirdim, bir noktada da buldum. Aşağı doğru yürümek oldukça korkutucuydu; düşecek olsam bir kayaya çarpmamı engelleyecek hiçbir şey yoktu zira’ diye de eklemiş.