Bu cümleden kastedilen hakîkati anlayan baba, bir anda kalbini saran yakıcı bir elemin verdiği irâdesizlikle: “–Hayır, olamaz!” diye kekeledi ve ardından hafif bir sesle: “–Olamaz! Ben doğacak yavrumu kâinâtın Rabbine emânet eylemiştim! O, muhâfaza edenlerin en hayırlısıdır!..” dedi. Bir müddet derûnî bir sükût içinde kısa bir an geçti. Kederli baba, yanındakilere baktı; sonra içine doğan bir ilhamla haykırdı:“–Elbette ki merhamet sahibi olan Allah, muhâfaza edenlerin en hayırlısıdır! Tiz bana refîkamın kabrini gösterin!” dedi. Birlikte kabristana yöneldiler. Baba, kalbinin sesine uyarak kazma ve küreğini de yanına almıştı. Kabir kendisine gösterildiğinde heyecanla kulağını mezarın toprağına koydu ve dinlemeye başladı. Bir müddet sonra haykırdı:Kaynak: KABRİNDEN ÇIKARILAN BEBEK GÖRENLERİN AĞZINI AÇIK BIRAKTI! İŞTE İBRETLİK