İlk kez bu konseptle düzenlenen etkinlikte Sunay Akın, “Mumcu’yu anlamak için bilginin ışığından gitmek gerekiyor. O ışığı yakalayıp karanlıkları aydınlatabilirsek, işte o zaman Mumcu’yu ve diğer aydınları gerçekten anlayabiliriz” dedi. Uğur Mumcu’nun kaleci olmasından bahseden Akın, “Annesi ona üstünü kirletme, üstünü başını parçalama dediği için o kaleci olmadı ama bir bombalı saldırıda parçalanarak aramızdan koparıldı. Ben o gün de annesini düşünüyordum, bugün de annesinin o sözlerini düşünüyorum” diye konuştu.
“BİLİMİNVE SANATIN IŞIĞINDAN ŞAŞMAYIN”
Daha sonra Türkiye’nin fikir ve bilim dünyasına etki etmiş önemli isimlerden söz eden Akın, Türkiye’nin ilk gökbilimcisi Takiyüddin Efendi’nin rasathanesinin 1585 yılından yıkılmasından ve bir sonraki rasathanenin ancak 1923 yılında kurulduğundan bahsederek, şunları söyledi: “Harf Devrimi, bize geçmişi unutturdu diyenler var. Böyle bir şey yok. Asıl problem, bilimle, aydınlanmayla, sanatla ülkemizin yükselmesinin, insanlarımızın aydınlanmasının önüne geçmektir.”
İzmir’de hürriyet ve bağımsızlık için canını feda eden gazeteci Hasan Tahsin’den, köy enstitülerine ve oradan Usta (Ustura) Kemal’e ve Nazım Hikmet’e kadar ülkemizin kültürel değer ve motiflerine yönelik bir dizi yolculuk yapan Akın, “Bu ülkeyi bilimin, kültürün ve sanatın ışığı kurtaracak. Eğer geçmişte o ışığa sarılmış olsaydık bugün ne kadın cinayetleri, ne yoksulluk, ne de başka bir olumsuzluk olacaktı. Siz siz olun bilimin ışığından ayrılmayın. Bir ülkenin asıl serveti hisse senetleri değil hissi senetleridir” diyerek, programının sonlandırdı. Akın dakikalarca ayakta alkışlanırken, izleyicileriyle de “selfie” yapmayı ihmal etmedi.