Kazakistan, Rusya, Azerbaycan, Almanya gibi birçok ülkeden Türklerin kökeni üzerine araştırmalar yapan akademisyenler katıldı. Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, bu tür çalışmaların genç kuşaklara ulaşmakta bir köprü göreceğini vurgulayarak “Maltepe Belediyesi görevi devraldığımız günden bu yana teninin rengi, ırk, dil, din ve mezhebine bakmayarak insana hizmet etmeyi Hakk’a hizmet etmek olarak gördük. Biliyoruz ki bugün attığımız adımın arkasında uzun yürüyüş ve mücadeleler var. Sadece Türkiye’de değil, Orta Asya’da da kimse Ahmet Yesevi’yi tanımıyor. İşte bu tür çalışmalar genç kuşaklara ulaşmakta bir köprü görevi görecektir. Bizler çeşitli forumlar düzenleyerek gençler ile tarihimiz arasında köprü kurma görevini yapıyoruz. Biz ancak tarihimizi anladığımız zaman geleceğimizi inşa etmiş oluruz. Bu coğrafyada Türklerin nelere kadir olduklarını görme şansımız oluyor. Değerli akademisyenlerden çok şey öğreneceğiz” ifadelerini kullandı.
SONUÇ BİLDİRGESİ DÜNYAYA DAĞITILACAK
Kılıç’tan sonra konuşan Türk Halkları Konseyi Başkanı Mahmut Oral ise, katılımcılara teşekkür ederek şu ifadeleri kullandı: “Dünyanın farklı bölgelerinden değerli hocalarım çağrımıza yanıt verdiniz. Her birinize ayrı ayrı katkı ve çalışmalarınız için teşekkür ederim. Maltepe Belediye Başkanım değerli dost ve her daim Türk dünyasına duyduğu ilgisini yakından bildiğimiz Ali Kılıç’a ve bu çalıştayın gerçekleşmesinde büyük katkıları olan herkese teşekkür ederim. Bu gibi çalıştayların süreklilik kazanmasını sağlamak en büyük arzumdur. Bu çalıştayın sonuç bildirgesi ve kıymetli sunumlarınız kaynak haline gelecek ve kitap olarak bastırılacak. Bu kitap Türk devletlerine, akademik dünyaya ulaştırılacak” dedi.
TÜRKİYE’DE TURAN AKADEMİSİ KURULUYOR
Oral, Türklerin birbirini anlamasıyla birlikte ortak tarih ve kültür bilincini oluşturmanın hedef olduğunu belirttiği konuşmasında, “Turan Üniversitesi’nden hocalarımla Türkiye’de Türkiye Turan Akademisi ve Araştırma Merkezi’nin kurulmasının adımını attık. Bu bakımdan büyük Atatürk’ün de dediği gibi Türk birliği ile dünya barışa ulaşacaktır. Taş üstüne taş koyanların yoluna bizler de başımızı koyarız. Bin yıllık bu sevdanın oluşması adına düzenlenen bu çalıştay akıl ve bilimle bir sonuca ulaşacaktır.” dedi.
DAHA BİLİMSEL BAKMAK GEREKİYOR
Çalıştayın ilk gününde Turan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rakhman Alshanov, “50 bin yıllık ekolojik felaketler ve Avesta efsanelerine yansıması” adlı kitabıyla ilgili bir sunum gerçekleştirdi. Alshanov Avesta’da Türk izlerini anlattığı konuşmasında “Turan tarihinin çok dikkatle incelenmesi gerekmektedir. Bu açıdan yaşanan doğal felaketler ve bunların tarihimizle ilişkisini ele almak önemlidir. Türkler hep savaşçı olarak gösteriliyor ancak medeniyetimiz oldukça kapsamlı bir medeniyettir. Avesta’ya İranlıların gözüyle değil daha bilimsel bakmak gerekiyor” dedi. İkinci oturumda Tarihçi-etnolog Doç. Dr. Nuralciya Tagi bir sunum yaptı. Doç. Dr. Tagi, “Kurt imajı ve İkizler motifi, Sibirya’dan Roma’ya kadar yolculuk” başlıklı bir sunum yaptı. Tagi şunları söyledi: “Kurt yılan ve kurt karga imajı ikizler motifine önemli bir örnektir. Türkler 3 koldan dünyaya yayılmışlardır ve diğer medeniyetlerini mitolojilerinde ve kromozomlarında Türklerin etkisi bulunmaktadır.”
İLK GÜNÜN SON SÖZÜ ATATÜRK OLDU
İspanyol araştırmacı Georgeos Diaz Montexano, 'Eski İberya Dilinin Türk Altay Kökeni' başlıklı sunumunu gönderdiği bir video ile gerçekleştirdi. Montexano, konu ile ilişkili araştırma ve makaleleri olan araştırmacıların çalışmalarından örnekler verdi. Kendi çalışma hipotezlerini detayları ile katılımcılarla paylaşıldı. Önceden çekilmiş olan video sunumunu çevirmen katılımcılara aktardı. Azerbaycanlı Tarihçi Çilenay Elçibey Samedbeyi, 'As Boylarının Türk Tarihlerindeki Yeri ve Önemi' başlıklı sunumuna "Tarih bilimini zoraki teorilere hapseden düşüncelere karşı olduğumuzu belirtmek isterim" ifadeleriyle başladı. Samedbeyli, As, Aral ve kenger boylardan bahsettiği önermeleri ile dil aileleri karşılaştırması yaparak, tespitlerinin katılımcılarla paylaştı. Günün son oturumunun konusu ise 'Asya'dan Avrupa'ya Yayılan Halklarda Kök Saka Adı' başlıklı sunum oldu. Araştırmacı Tarihçi Sibel Zeren sunumunu Atatürk'ün ‘Ulusal benliğini bilmeyen uluslar, başka uluslara yem olurlar’ sözüyle tamamladı.
ATATÜRK TARİHİ DE İHMAL ETMEDİ
Çalıştayın ikinci günü Sinop Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi'nden Prof. Dr. Ekrem Memiş'in "Roma Medeniyeti'nin Oluşumunda Etrüskler'in Rolü" başlıklı sunumuyla başladı.
İkinci oturumun konusu ise "Türk Dünyası Araştırma Enstitüsü: Kurgancı Göçleri" başlıklı sunum oldu. Ege Üniversitesi'nden Prof. Dr. Osman Karatay sunumunda "Atatürk bir şeyi ihmal etti mi, dedik yok. İhmal etmemiş. Tarihi de ihmal etmemiş, en fazla önemi vermiş. Biz yüksek bir seviyede başlıyoruz. 1930’lar yöntem ve bilgi olarak muhteşem bir başlangıç yapıyoruz. Yöntem ve bilgi olarak en ileri ülkelerle kıyaslayıp konuşuyoruz" ifadelerini kullandı.
Dokuz Eylül Üniversitesi'nden Prof. Dr. Semih Güneri ise "Erken Holones Çağda Sibirya - Göbeklitepe Bağlantıları sunumunda önemli bilgiler verdi. Prof. Güneri, "Bu tür toplantılara çok ihtiyacımız var. Bireysel sunumlar dışında farklı fikirleri bir arada sunan toplantılara var. Herhangi bir ulusun erken tarihini tartışmak için hiçbir sınır yok. Kanıt ortaya koyan adam demektir akademisyen. Göbeklitepe için de sınır yok. Bizim Türk-Altay kuramı diye bir kuramımız var. Kuzey Asya’da Türklerin erken kültür tarihini belirler. Dil maddi kültürü belirler, arkeoloji stili belirler. Dil doğar, yaşar, ölür. Diller ölümlüdür. Kültürün erken tarihi için yazılı kaynaklar, yazılı kaynaklar tarafından tanımlanan arkeolojik buluntular ve anayurt sorununu çözmemiz gerekir" diye konuştu.
SİBİRYA'DA İLK KADIN HEYKELİ 1860'TA BULUNDU
Irkutsk Devlet Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ekaterina A. Lipnina da "Kuzey Asya'da Paleotonik Dönem Venüs Heykelcikleri başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Prof. Lipnina, sunumuna insan tarihinde bulunan ilk insan simalarından bahsederek başladı. Prof. Lipnina oturumun devamında hazırladığı slayt gösterisi üzerinden detaylı bir bilgilendirme yaptı. Prof. Lipnina, "1860 yılında Sibirya Baykal Bölgesi'nde ilk kadın heykelciğe rastlanmıştır. İlk kadın çıplak heykelciği Venüs heykeline rastlıyoruz" ifadelerini kullandı.
TÜRKLERİN KÜLTÜRÜ BASİT BİR GÖÇEBELİK DEĞİLDİR
Günün beşinci ve çalıştayın da son oturumunda sözü Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi'nden Prof. Dr. İlhami Durmuş aldı. Dünya üzerinde kültürlerin üçe ayrıldığını söyleyen Prof. Durmuş, "Yerleşik, göçebe ve asalak kültürler olarak üçe ayrılır. Ancak ben dördüncü bir kültür tipi daha söylüyorum o da bozkır kültürü. Çünkü Türklerin oluşturduğu kültür basit bir göçebe kültürü değildir" ifadelerini kullandı. Prof. Durmuş, "İki temel husus dikkati çekiyor. Öncelikle atın bozkırda binek hayvanı olarak kullanılması ve demirin kullanılmasıdır. Bunlar bozkır coğrafyası üzerinde yoğun olarak görülmektedir. Bu kültüre güç dinamizm ve hareketlilik kazandırmıştır" dedi.
Dünyaya Kültür Taşıyan Ön Türkler Çalıştayı'nın kapanış konuşmasını ise Ön Türk Akademisi Başkanı Prof. Dr. Vedat Köle gerçekleştirdi. Köle, öncelikle Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç'a teşekkürlerini dile getirerek, "Çalıştay'a emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum" ifadelerini kullandı. Kapanış konuşmasının ardından Köle, başta Başkan Ali Kılıç olmak üzere Türk Halk Konseyi Başkanı Mahmut Oral ve Turan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rakhman Alshanov'a ödülleri verildi. Başkan Ali Kılıç kapanış konuşmasında, "Bu ödülleri Maltepe Belediyesi emekçileri adına aldım. Çok aydınlandık çok beslendik. Maltepe Belediyesi olarak sahildeki kum tanesi de olsa katkılarımızı sunmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.