Türkiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gece yarısı kararnamesiyle kadınları şiddetten korumak için devlete yükümlülükler veren kadın ve LGBTİ haklarının korunmasını garanti altına alan İstanbul Sözleşmesi’nden çekildi. 1 Temmuz'da resmileşecek bu karara karşı aylardır mücadeleyi yükselten kadınların adresi bu kez Maltepe Meydanı oldu. Kadın ve LGBTİ, emek ve meslek örgütü, siyasi parti, dernek, inisiyatif ve platformlardan oluşan 131 kurumun çağrısı ile gerçekleştirilen mitinge Türkiye’nin pek çok ilinden de katılım oldu. Mitinge CHP İstanbul il başkanı Canan Kaftancıoğlu, Maltepe Belediyesi meclis üyelerinin yanı sıra birçok kurumdan da kadınlar katıldı.
Kadın cinayetlerine son verilmesi talebinin öne çıktığı eylemde yetkililere şu metinle seslenildi:
“Kendi yerini ve değerini hiç kimsenin onayıyla belirlemeyenlere saygıyla diyorum ki ; heyhat... "Beceri ve yetilerini küçümsemek, karar mekanizmalarına dahil etmemek, bireysel haklarını yok saymak, yaptıklarını sürekli eleştirmek ve kendisini akılsız, aciz, yetersiz, beceriksiz, zayıf, muhtaç ve bağımlı hissettirmek (çalışmak), iyi niyetli -miş gibi olup aptala çevirmek (çalışmak), ailesi veya arkadaşları başta olmak üzere yakınlarından fiziksel veya duygusal olarak uzaklaştırmaya çalışmak, maddi ve manevi destek alabileceği bütün kişiler ve kuruluşlarla arasını bozmak ve bunlara ulaşımını engellemek; sevilmediğini, istenmediği duygunun psikolojik nirvanasını yaşatmak, ya da hasta, sorunlu, deli -miş gibi olduğunu hissettirmek, kadının evine ya da işyerine gizlice girmek, alanlarını işgal etmek, huzursuz etmek, “rahat bırak” uyarılarına aldırmadan ısrarla peşinden gitmek, eski sevgilinin arkadaş çevresiyle iletişim kurmak ve bilgi almaya çalışmak gibi davranışlar vb. en sık karşılaşılan ısrarlı takip biçimlerde bulunmak, kadına ait görsel ya da yazılı bir materyali yaymak, internette dolaşımını, ziyaret ettiği siteleri, sosyal medya hesaplarını, elektronik posta, kısa mesaj ve diğer yollarla yaptığı haberleşme trafiğini ve iletişimini tuhaf bir haklılıkla gözetim altına almak, onun dışlanmasını kolaylaştıracak algı enerjisini bitip tükenmeden çalıştırmak" bunlardan birini ya da birkaçını bile yapmış olan kadın ve erkek fark etmeksizin bütün hastalıklı baskılama alanlarını, çıkar mekanizmalarını reddederek demeye devam ediyorum ki; Gücünü güçsüz de kullanmayana, çoğunluğun azda kalanını hırpalamayanına, -miş gibi olmayıp özüyle sözüyle her şeye rağmen istikrarını bozmadan göz boyamayana, ancak benden selamlar..”KENT YASAM