“Mucize Doktor’da Dizisiyle Organ Bağışında Artış Yaşadık”
Her an herkesin organ yetmezliği yaşayabileceğini kaydeden Dinçkan, “Farkındalık yaratmaya uğraşıyoruz. Mucize Doktor dizisi Organ Bağışı haftasında yayınlandı. Dizide organ bağışı konusunun işlenmesini istedik. İşlendi. Dizi yayınlandı, organ bağışlarında ciddi bir artış oldu. Çok mutlu olduk. Küçücük bir şey nelere etki etti. Biz canlı vericiler için kendi organımıza verebiliyoruz ama sevdiğimizin organını kimseye veremiyoruz. Bize uzak diye düşünmeyin her an her şey olabilir. 15 yaşında kız çocuğu evinde bir tablet ilaç alarak ani bir karaciğer yetmezliği yaşadı. Bir gecede oldu. Her an organ yetmezliğine girip başkasından gelen bir organı bekleyebiliriz” dedi.
“Ölen Birinin Kalbi Bir Başkasının Bedeninde Atmaya Devam Ediyor”
Organ naklinin, sağlığını kaybetmiş bir organın yerine başka bir organın takılması olduğunu belirten Dinçkan, “Bir takım insanların sağlıklı olabilmesi için başka insanların bu bağışı yapması gerekiyor. Bugün böbrek ve karaciğer nakilleri canlı vericilerden alınıp yapılabiliyor ama kalp, akciğer, ince bağırsak nakillerini canlı donör de kurtarmıyor. Bize baba geldi ‘Çocuğum ölüyor, kalbimi alın’ dedi. Hayır alamıyoruz. Bir başkasının bağışlaması gerekiyor. Düşünün birinin beyin ölümü gerçekleşiyor. Onun kalbi bir başkasına naklediliyor. O beden toprak olsa da kalbi başkasının bedeninde yaşamaya devam ediyor. Aldığınız o kalp 25 yıl sonra bile hala atmaya devam ediyor. Bu mucize değil de nedir? Oğlu ölen bir anne bağışta bulunmuş ve ‘Oğlumun kalbini dinlemek istiyorum’ diyor. Organ bağışı yapmasaydı gömülüp gidecekti. Beyin ölümü tanısı ülkemizde 80 milyonda 2 bin 500. Beyin ölümü olan birinin organlarını alabilmek için 3-4 saat var. 3-4 gün kendine gelemiyor insanlar. Sonra keşke bağışlasaydım diyorlar. Sağlıklıyken bir karar vermeniz gerekiyor ve bunu ailenize de söylemelisiniz” ifadelerini kullandı.
“Dünyada Böbrek Naklinde İlk 10’un İçerisindeyiz, Karaciğer’de İkinci Sıradayız”
Hala ülkemizde organ bağışı konusunda insanların tereddüt yaşadığını belirten Dinçkan, “Ülkemizde organ nakli bekleyen insan sayısı 28 bin. Ülkemizde böbrek yetmezliği olan o kadar çok insan var ki. Karaciğer naklinde dünyada 2’nci sıradayız. Ama kadavradan değil canlıdan yapıyoruz. Böbrek naklinde ilk 10’un içerisindeyiz. Yurt dışında nakillerin yüzde 80’i kadavradan yüzde 20’si canlılardan yapılıyor. Biz de ise durum tam tersi. Yüzde 80 canlı ameliyatı yapıyoruz. Kadavra bağışını artırmamız gerekiyor. İnsanlara ‘Yakınınızın organlarını bağışlar mısınız’ diyorsunuz ama hayır cevabı alıyoruz. Hala bunu aşamadık. İlerliyor muyuz, evet. Oran milyon nüfus başına 2 iken, şu an 7,2. Yurt dışında bu rakam 40. Bizim 4 katımız” diye konuştu.
“Organ Yetmezliğinde Diyalize Girmek Çare Değil”
Organ yetmezliğinde diyalize girmenin çare olmadığını kaydeden Dinçkan, “Diyalize başlayanların bir yıl içinde yüzde 18’i, 5 yıl içinde ise yüzde 40’ı yani neredeyse yarısı hayatını kaybediyor. Yaşam kalitesini söylemeye gerek yok. Ne sosyal hayat ne psikoloji kalıyor. Bu insan ne çalışabilir ne üretebilir. Tek amacı diyalize girip hayatta kalmak” dedi. Organ nakli yapılabilmesi için kan grubunun uyması gerektiğini de vurgulayan Dinçkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kan grubunun uyması gerekiyor. Rh uyumunun hiçbir önemi yok. Biz kafamıza göre seçmiyoruz. Dokusu kime uyuyorsa, hangisi hakkını verecekse ona göre takıyoruz organı. 73 yaşında karaciğer nakli oldu bir hastam sapasağlam. 3 buçuk aylık bir bebekten alınan organ başka bir çocuğa hayat verdi. Artık yaşın önemi yok yeter ki, organ sağlıklı olsun.”
Küçükçekmece Belediye Başkan Danışmanı Bektaş Davutoğlu, söyleşi sonunda Dinçkan’a teşekkür ederek çiçek takdim etti. Aydın Üniversitesi Organ Bağışı Bölümü Koordinatörü Gülşah Kel ise, organ bağışıyla alakalı detaylı bir sunum gerçekleştirdi.