ANASINDAN DOĞMADI
Ak Parti İstanbul Milletvekili Şamil Ayrım konuşmasının bir bölümünde Haydar Aliyev Azerbaycan Okulu öğrencilerinin diploma sorunu yaşanmayacağını; gerekli çalışmaların yapıldığı belirtti. Ayrım, “ Burası Türkiye Cumhuriyeti devleti. Büyük bir devlet. O yavrularımıza diploma vermeyecek insan anasının karnından doğmadı. Türk olacak, Türkiye Cumhuriyeti devletinde eğitim görecek ve diploması kabul edilmeyecek. Öyle bir şey mümkün değil” dedi.
“ERMENİSTAN İŞGALCİ DEVLETTİR”
Karabağ sorunu ve Hocalı soykırımı konusunda da “ Burada oturanların hepsinin Kars'tan Iğdır'dan Tuzluca'dan Ardahan'dan gelmişse muhakkak geçmişlerinde şehitleri vardır. Büyüklerinden dinlemişlerdir ama biz hiç bir zaman kin tutmadık. Oralarda yaşarken hep şunu düşündük. Birlik beraberlik bizim için çok önemlidir. Yıllardır hep haykırıyoruz. Dünyanın gözü önünde canlı şahitleri olan, filmleri olan, insanların canlı canlı derilerinin yüzüldüğü, kadınlarımızın karnına bıçak saplandığı, yavrularımızın cinayete kurban gittiği o günleri bugün gibi hatırlıyoruz. 1994’te Avrupa Birliği Güvenlik Konseyi’nin almış olduğu karar var. Ermenistan işgalci devlettir. Tecavüzcü devlettir. Derhal bu toprakları terk etmelidir. Ama maalesef geldiğimiz noktada dünya ikili standart uygulamaktadır. Biz Ermeni milleti değiliz arkadaşlar; doğan çocuğumuzun kulağına ‘Türk benim düşmanımdır’ demiyoruz. Biz buradaki Ermeni vatandaşlarımızı da kendi vatandaşımızdan ayırt etmiyoruz. Bizim canımız diye kucaklıyoruz.” Dedi.
ERDEM “ KANI YERDE KALDI”
MHP Milletvekili Arzu Erdem geçmişten geleni unutmayıp unutturmamanın vazifemiz olduğunu ifade ettiği konuşmasında “ Karabağ savaşının ve en kara günü Hocalı Katliamı şehitlerimizin anma gecesinde emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Acıyı bugün derinden yaşadık yaşamaya devam ediyoruz. Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ Bölgesinde 26 Şubat 1992'de çoğunluğu çocuklardan hamile kadınlardan yaşlılardan oluşan 613 kişinin hain Ermeniler tarafından katledildiği vahşet olayı Hocalı'ya Müslümanlara ya da sadece Türklere karşı işlenmiş bir suç değildir. Bu bütün insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Bir gecede Hocalı yıkıldı, yakıldı yer yüzünden silinmeye çalışıldı. En aşağılık en vahşi cinayetler işlenirken dünyanın buna sessiz kalmasını kabul etmemiz mümkün değildir. Birleşmiş Milletler soykırım suçunun engellenmesine ilişkin sözleşmesinin ikinci maddesi adam gibi yorumlanırsa Hocalı'da bir soykırımın varlığının muhakkak olduğu görülecektir. Soykırım suçunu yargılayacak uluslararası mahkemeler bellidir. konunun muhatapları tarafından gayet iyi bilinmektedir. Şu güne kadar kanı yerde kalmıştır. Hocalı'nın çığlığı insanlık vicdanında cevap ve karşılık bulamamıştır.” İfadeleriyle sözlerini tamamladı.
ÖZGÜNDÜZ “ DENSİZE KARŞI NE YAPIYORUZ?”
“Bizim akrabamıza, evimize, soydaşımıza dindaşımıza, canımıza cananımıza karşı işlenen bir soykırım! Münasebeti ile buradayız. Soykırım tarifini anlatsınlar bize; orada yaşananları da sersinler masanın üzerine. Soykırım değilse biz sözümüzü geri çekelim. Soykırım değilse gereğini yapsınlar. Çifte standart uygulamasınlar. Bir asırdan önceki mukabeleye soykırım demek için tabiri caizse, lütfen mazur görün it çakal sürüsü parlamentoları sıraya dizilmiş. Biz kendimizi koruma adına mukabele yapmışız. Fakat soykırım bizim kitabımızda yazmaz. Türk karakterinde yoktur. Amerika Irak’ı işgal ederken Kerkük’te nüfus daireleri tapu daireleri yakılıyordur. Biz hepimiz Kerküklüyüz dememiz gerekirken Felluce nereden çıktı arkadaş. Felluce’yi savunacak 20’den fazla Arap ülkesi var. Orada sana Kerkük Türkleri ‘İmdat!’ diye sesleniyor. Senden başka sahibi yoktur. Bugünde dikkatimizi Arapların Pan- İhvanist, Pan – Vahabist ve seküler üç parçada birbiri ile savaşıyorlar. Biz orada taraf olmak yerine; şuanda benim toprağımı kendi toprağı olarak gören Karabağ’ı işgal eden densize karşı ne yapıyoruz?” diye sordu.
“ARAP’TAN BİZE KARDEŞ OLMAZ”
Gazze ve Batı Şeria; Karabağ’a kurban olsun sözleriyle konuşmasına devam eden Özgündüz Arap hayranlığının bırakılması gerektiğini söyleyerek konuşmasına farklı bir başlık açtı. “Benim Karabağ ile meşgul olmam gerekmiyor mu? Benim Hocalı ile meşgul olmam gerekmiyor mu? Orayı ihmal edersek, Türk Dünyası’nı küstürsek; inanın ki Arap ne bizi lider kabul eder. Ne bizle kardeş olur. Dünde İngiliz’le bir olup hançeri arkadan saplayan, 160 binden fazla mehmetçiğimizi Hicaz’da esir eden bu Arap’tan bize kardeş olmayacağını gördük. Kaç defa görmemiz lazım. Kaç hançer yememiz lazım. Tamam Kuran bize demiş ki Müslümanların hepsi kardeş. Eyvallahta; kardeşim habire beni arkadan hançerliyorsa olmaz. O kardeşlik iki taraflıdır. Kardeşin birisi habire kaçıyor, düşman safında duruyor, düşmanla beraber benim Mehmetçiğime saldırıyor. Bugünde utanmadan ufacık bir sıkıntı aramızda çıkar çıkmaz, o gün sanki yüz akıymış gibi, o yüz karasını “ dün size böyle yaptık” deyip bize hatırlatan o gayretsiz himmetsiz, şerefsiz kardeşim olmasın daha iyi. Ben Bir Azerbaycan Türk’ü olarak ama cebinde ay yıldızlı albayraklı Türkiye Cumhuriyeti hüviyetini taşıma şerefi ile birlikte diyorum ki; Dünya’da bu ülkeyi ve bu necip milleti Azerbaycanlı Türkler’den daha fazla seven bir halk tanıyor musunuz?” dedi.
“MİLLETİN ARASINA MEZHEP FİTNESİ SOKTULAR
Türkiye ile Azerbaycan’ın kaderinin bir olduğunu söyleyen Özgündüz “.Coğrafyayı göz önüne getirin. Azerbaycan’a rağmen Dünya Türk Birliği kurulması mümkün müdür? Mümkün olmadığını göreceksiniz. Öyleyse şu mezhep fitnesini bu milletin arasına sokan şerefsizlere birileri dur demeyecek midir? İftiharla diyorum, Ali Şiası’yım ben. Oğuz’un evlatlarını bana düşman tanıtan dininizde mezhebinizde sizin olsun. Müslüman olduğu günden bugüne kadar Muhammet ve hanedanına gönülden bağlı olan Oğuz evlatlarına bütün milletler kurban olsun. Aramıza fitne sokmak kimin haddine. Kimin hakkı var. Şu Arap hayranlığından biraz kurtulun. Bize Muhammet Mustafa ve hanedanı lazım. Başka Arap gitsin kendini deve üstü ile meşgul olsun. Bizden belasını çeksin. Bizden irticasını çeksin.
101 YIL ÖNCE KAZIM KARABEKİR’İN UYARISI
Timsal Karabekir babası Kazım Karabekir’in kaleminden hatıratlarına aktarılan Ermeni zulmünden bahsetti. Kazım Karabekir’in anılarında “ Allah benim gözlerimin gördüklerini dünya üzerinde hiçbir göze göstermesin” sözlerine yer verdiğinden bahsetti.