CHP Bayrampaşa İlçe Başkanı Hasan Mutlu, ilçe yöneticileri, CHP’li meclis üyeleri ve kadın kolları üyelerinin de hazır bulunduğu etkinlikte konuşma yapan İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil şunları söyledi:
“Değerli Yıldırım Mahalleli kardeşlerim, dostlarım. Kalbimiz bir, gönlümüz bir. Bu ülke için mücadelemiz bir. Sonuna kadar aynı ruhla mücadeleye devam edeceğiz. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Yıldırım Mahallesi, Bayrampaşa’nın çok önemli bir ışığıdır. Yıldırım Mahallesi her zaman Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ve onun ilkelerinin sonuna kadar sahibi, emanetçisi ve bekçisidir.
1920 yılında kurulmuş, milli mücadelenin ana merkezi, kurtuluş savaşının karargahı olan TBMM’yi, cumhuriyeti ilan eden meclisin yetkilerini zayıflatıp, tek başına bir kişinin vereceği kararlarla sonu karanlık bir sürece sokulmak isteniyoruz. Buna ‘Hayır’ diyeceğiz. Cumhuriyeti ve en temel değerleri olan, beraberlik, vatandaşlık, eşitlik, kardeşlik ve bir arada yaşama ruhuna hep beraber sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bunun önüne engeller koymaya kalkanlara cevabımız ‘Hayır’ olacak.
‘Maceraya açık Anayasa değişikliğine Hayır’
2010 yılında yine bir yargı reformu diye bir Anayasa değişikliği ile karşı karşıya geldik. O zaman da ‘evet, yetmez ama evet, keşke ölülerimiz kalksa da evet dese’ diyenler vardı. Yargı değişikliği oldu arkasından yargı şekillendi. Şekillenen yargının ilk yaptığı Ergenekon ve Balyoz adı altında Türkiye’nin bütün askeri değerlerini Silivri’ye götürmek oldu. Yerine kim geldi? Yerine 15 Temmuzcu paşalar tayin edildi. 15 Temmuz’u hazırlayan süreç 2010 referandumuyla başladı. O günün savcısı şimdi kaçak. O günün hakimleri şimdi tutuklu. O günün askerleri şimdi darbeci. Demek ki önce ‘Evet’ arkasından gelen bir darbe. O yüzden maceraya açık anayasa değişikliğine ‘Hayır’ demeliyiz. Bu sadece yargıyı, yürütmeyi tek elde toplamak veya yasamayı bir kaynağa getirmenin ötesinde. Emeklilere, memurlara, çalışanlara sesleniyorum. Bir gecede emekli maaşları düşebilir, asgari ücret düşebilir, bir gecede her yer rezerv alanı ilan edilebilir itiraz yok. Şimdi devletin tapusunu vekaletle birine vermemiz isteniyor. Böyle bir vekaleti verecek miyiz? ‘Hayır’.
‘Cumhuriyet’e sahip çıkacak iradeye sahibiz’
1923’e darbe diyorlar. Birileri çıkıp Kuvayı Milliyecilere darbeci diyebilir. Ama biz hiçbir zaman Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanı olmakla övünenleri alkışlamadık. Biz her zaman ‘Bağımsızlık benim karakterimdir’ diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiyesi ve Cumhuriyeti için mücadele ettik, etmeye devam edeceğiz. 16 Nisan’da bir siyasi lider seçimi ile ilgili değil, gelecekteki Türkiye yönetim sisteminin nasıl olacağı ile ilgili bir irade ortaya koyacağız. Hangi lideri severse sevsin, hangi siyasetin ideolojisini kendi yakın buluyorsa bulsun ama hiç kimse unutmasın ki bugün burada yaşıyorsak bu cumhuriyetin vatandaşıysak ve bu Cumhuriyetin bize sağladığı vatan birliğinin içerisinde özellikle biz Rumeli ve Balkanlar’dan gelmiş olanlar bu ülkenin vatan toprağının üzerinde gelişip büyümüşsek, bu vatanın üzerinde oynanan her oyununa karşı bir ve beraber olacağız. Kimse bu vatanın toprağına göz koymuş olmasın. Kimse bu vatanın toprağı ile ilgili bir takım planlar yapanların yoldaşı olmasın. Biz Hem Cumhuriyetimize hem vatanımıza hem de gelecekte çocuklarımıza hep beraber sahip çıkacak iradedeyiz.
‘Mühür 16 Nisan’da bizim elimizde’
Demokrasinin, kardeşliğin, barışın yaşatılabilmesi için 16 Nisan bizim günümüz olacak. 16 Nisan’ın hayırlara vesile olacağına inanıyoruz. Hayırların içinden çıkacak Cumhuriyet her zaman payidar kalacak. Gönülden inanıp gönülden söylüyoruz. Yolumuz açık olsun. Birliğimiz her daim sürsün. Çünkü bu ülkenin en önemli ihtiyacı birlik. Türkiye’nin üzerinde oynanmak istenen oyunlara karşı bu ülkenin sevgiye, birliğe ihtiyacı var. Bizi birbirimizin ayrıştırılmasına bırakılan tercih süreci işletilebilir. Ama özellikle kız kardeşlerimiz, acıları, üzüntüleri yaşayan, şehit olan evladının acısıyla yanan her ananın gözyaşı aynı renk akıyor. Bu analara karşı sorumluluğumuz var. Bizim barışa ve birliğe ihtiyacımız var. Çünkü cumhuriyet birlik ve beraberlikle kuruldu. Cumhuriyetle hakimiyet kayıtsız şartsız milletin eline geçti. Şimdi bu hakimiyeti milletin elinden almak isteyen anlayışa hep beraber ‘Hayır’ diyoruz. Hiçbir zaman unutmayalım ki bizim beraber yaşamaktan başka yolumuz yok. Hiç bir diretmeyi kabul etmemiz mümkün değil.
‘Anayasa ayrıştırıcı değil birleştirici olmalı’
Anayasa bir toplumsal uzlaşı metnidir. Bu metni birleştirici özünden uzaklaştırıp ayrıştırmaya hizmet edecek bir şekilde yapmaya kalkışanlara izin veremeyiz. Bu şekilde yapılmak istenen 80’de Evren’in yapmak istediğinden farklı olmayacak, toplum Evren’in yaptığından daha büyük bir baskıyla karşı karşıya kalacak. ‘Hayır’ çıkarsa aydınlık güneş gibi parlayan Mustafa Kemal’in Cumhuriyet’i dimdik ayakta duracak. Yıldırımın şimşeklerinin bir güneş gibi çaktığını görmek en büyük mutluluk. Sağ olun, var olun.” FİDAN UĞUR-KENT YAŞAM