‘ÇOK HASAR VERECEK’
Gündoğdu konuşmasında, “Depremlerle ilgili şu kadar insanın can tehlikesi olduğun söyleniyor; milyondan başlayarak binlere kadar inen herkesin can kaybı tahminleri var. Neye dayanıyorlar bilmiyorum, Ne binaların cinsini ne dayanıklılığını biliyoruz. Zeminlerle ilgili açık bilgimiz yok. Depremin cinsi, ivmesi ne olacak onu da bilmiyoruz. Ancak şunu söyleyebilirim; 17 Ağustos’tan çok daha kötü olacak. Çünkü kuzeyde kırılma olacak. 1999'daki 90 kilometre uzaklıkta ve yavaş bir kırılmaydı. 180 kilometreye yakın bir kırılma oldu. Şimdi o kadar mesafe de yok. Yani hızlı kırılacak anlamına geliyor. Hızlı kırılınca da çok hasar verir. Hızlı kırılmada kısa sürer. 45 saniye sürmez belki ama çok hasar verir” diye konuştu.
‘TOPLANMA ALANLARI ÖNEMLİ’
Deprem uzmanı Gündoğdu, olası deprem halinde insanların nereye gideceğine ve toplanma merkezleri konusunda tartışmalar bulunduğunu ifade ederken, “Evet, birçok arsa inşaata açıldı falan. Aslında toplanma alanlarından da insanların neyi anladığını bilmiyorum. Toplanma alanları; Deprem olup bittikten sonra toplanma yerleri çok büyük felaket olursa insanların yiyecek içeceklerini, sağlığını kontrole edecek yaşam tarzı koymayı amaçlayan böyle bir şey. Yoksa Türkiye’nin hiç bir yerinde deprem olduğunda kimse evinin önünden ayrılmıyor. Güvenlik önlemi alınmadan insanları evlerinin önünden ayıramazsınız. Onun için toplanma alanlarının ne anlama geldiğini de bir açıklama yapmak gerekir ki bunun devamlı kullanılması artık bitsin” dedi.
‘MARMARA VE ÇEVRESİ BOŞALTILMALI’
“Olası deprem konusunda işaretler alındığında ne yapılacaktır?” sorumuza Gündoğdu, Bursa'nın bulunduğu bölgedeki yer kabuğunda görülen işaretler üzerine Nilüfer Belediyesi'nin desteği ile araştırmalara başladıklarını, karşı tarafta Şarköy’e kadar uzanan bölgede çok sayıda deprem izleme istasyonları bulunduğunu hatırlatarak şu yanıtı verdi:
“İşaretleri alındığında Strasbourg Etik Kuralları'na göre bunu önce kendi aramızda değerlendireceğiz. 1 hafta,10 gün önce risk varsa bu işle uğraşanlarla konuşacağız. Sonra bu işten anlayanlarla görüşeceğiz bilimle uğraşan, uğraşmayan kim varsa. Sonra da devlete bildireceğiz. Devletin yapacağı bir şey var; Marmara ve çevresini boşaltmak. Rahmetli Ahmet Mete Işıkara 19 Ağustos 1999'da ‘Tuhaf şeyler görüyorum’ deyince hepimiz evlerimizden çıkmadık mı? Sonra alarm geçti. ‘Deprem fırtınası’ olarak nitelendirildi. Deprem fırtınası iyi bir şey. 5 büyüklüğündeki depremle birlikte 1 saatte binlerce deprem oldu. Şimdi görülen küçük depremler bizim için çok önemli. İşaret vermiyor. Böyle bir durumda en son karar AFAD'a Başbakan ve Cumhurbaşkanına gidecek. O karar ne ise uygulanacak.”
SENAY BADUR-KENT YAŞAM