Meseleyi ilçe başkanlığı meselesi değil, mevcut koşullarda ülke meselesi olarak gördüğünü ifade eden Nurdan Erdiş, “Delege seçimlerinden başlayarak öncelikle doğru, çalışkan ve ilçesine sahip çıkan kişilerle, tabandan yukarıya doğru donanımlı, aynı zamanda çalışmaya da istekli genç ve kadınların çoğunlukta olduğu kadrolara yer verilmeli” şeklinde konuştu.
Kongrelerin delege seçimlerinden başlayarak yukarıya doğru şekillendiğini belirten Erdiş, “Doğru delegelerin doğru ilçe başkanını seçeceğine inanıyorum” dedi.
‘BAKIRKÖY’ÜN FARKI HİSSEDİLMELİ’
Seçilenlerin; önce o ilçenin, sonra da ülke menfaatleri için yapacağı başarılı çalışmalarla Cumhuriyet Halk Partisi’ni temsil edeceğini belirten Erdiş, Bakırköy’ün sosyal ve kültürel anlamda PİAR değerinin çok yüksek olduğunu hatırlatarak, çevre ilçelerden gelenlerin de bu açıdan bakarak CHP’li bir belediyenin farkını görmeleri gerektiğini ifade ettikten sonra, “İlçemizi gelip gören, kendi ilçesine gittiği zaman da farkımızı anlatan insanlardan sözle değil, yaptığımız işlerle oy isteyelim” şeklinde konuştu.
Kongre sürecinin parti içi mesele değil, ülke meselesi olarak görülmesi gerektiğini belirterek, “Önce mahalle, sonra ilçe, il ve Türkiye” şeklinde kongre sürecini değerlendiren Erdiş, “Buna Bakırköy’den başlayarak diğer ilçelere de örnek olabiliriz. Herkes önce kendi mahallesinde bir araya gelerek kendi delegelerini belirlemeli, sonra hep birlikte bir araya gelerek her kesimi kucaklayan listeler yapılmalı” dedi.
Kongre sürecini Bakırköy özelinde de değerlendiren Erdiş, “Önce Bakırköylü ne istiyor ona bakmak lazım. Ne istiyoruz, önce onu söylememiz lazım. Örneğin biz Bakırköylüler buranın çarşısına birileri geldiğinde ‘vaav’ desin istiyoruz. Çocuklarımızın spor yapacağı alanlar olsun istiyoruz. Yaşlı nüfusu yüksek olan ilçe sakinlerimizin vakit geçirebileceği mekanlar olsun istiyoruz. Resim sergileri olsun istiyoruz. Engellilerin engelsiz bir yaşam hakkı için herkes sorumluluk alsın, onların hayat şartlarını kolaylaştıracak ve üretime katkıda bulunmalarını sağlayacak çalışmalar yapılsın istiyoruz. ‘Sokaklar bizimse, sokakta yaşayan hayvanlar da bizimdir’ düşüncesiyle onlarla da ilgili özel çalışmalar yapılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
‘DEĞİŞİM İÇİN FAZLA PARAYA GEREK YOK’
Yapılacak projelerle, çok ta para harcamadan Bakırköy’ün tüm çehresini değiştirmenin mümkün olacağını ifade eden Erdiş, yapılacak işlerin, ‘ben biliyorum’la değil, ‘biz bunu istiyoruz ve hep birlikte yapabiliriz fikir birliği ile gerçekleştirilmesi gerektiğini söyledi. Tüm Bakırköylülerin katıldığı bir yönetimle doğru işler yapılacağına inandığını belirten Erdiş, sosyal projelerin işin kolay kısmı olduğunu ifade ederek, görünen ve göze hitap eden şeylerin yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Bakırköy’de kız yurdu olduğunu ama erkek öğrenci yurdu olmadığını ve bu konuda çok talep aldığını söyleyen Nurdan Erdiş, “Neden CHP’li belediyeler de yurt sorununa el atmasın ki? Geçen dönemde açılan ve atıl durumda olan Bakırköy Yaşam Evi faaliyete geçirilip bu amaçla kullanılabilir. Ya da ‘bu konuda ne yapabiliriz?’ diye fikir alışverişinde bulunulabilir” dedi.
‘HERKESİ KUCAKLAYACAK BİR YÖNETİM OLMALI’
Tüm sorunların ortak akılla çözülebileceğine vurgu yapan Erdiş, “CHP’li Belediye Başkanı’nın olduğu bir ilçede CHP İlçe Yönetimi’nin önemi daha büyük oluyor. Bu nedenle herkesi kucaklayan bir yönetim olmalı. Halkla daha çok iç içe olan bir ilçe başkanı olması gerekir” şeklinde konuştu.
İlçe yönetiminin belediye ile uyumlu ve koordineli çalışmasının önemine dikkat çeken Erdiş, “Belediye Başkanı hizmet odaklı çalışır ama ilçe başkanı halkın istek, talep ve beklentilerini belediye başkanına aktarır. İlçe başkanı tek başına bir şey yapamaz. İlçe yönetimi sokak, mahalle, yönetim, yönetimin kuracağı komisyonlar ve ilçe başkanı olarak sırasıyla seçilmeli ve ilçe başkanı da belediye ile koordineli bir şekilde çalışarak halkın taleplerine cevap vermeli. Belediyenin de ilçe başkanından gelen talepleri dikkate alıyor olması lazım. Yani her iki yönetimin bir çarkın dişlileri gibi şekillenmesi ve tüm mekanizmalarının da doğru biçimde işlemesi lazım” dedi.
Bakırköy’de ‘delege ağalığı’ olduğuna ilişkin söylentileri de değerlendiren Nurdan Erdiş, “Şimdiye kadar ne olmuş, nasıl olmuş ona bakmamak lazım. Kimse ilçesi ile ilgilenmemiş ama bir ilgilenen olmuş. Sonra ilgilenenin ismi de ‘delege ağası’ olmuş. Ben bunlara bakmıyorum da, suçlamıyorum da. Öyle olması istenmiyorsa, herkes elini taşın altına koysun ve ‘ben de varım’ desin o halde” şeklinde konuştu.
DOĞRU DELEGE, DOĞRU BAŞKAN
Nurdan Erdiş, kimsenin kimin delege olacağına karar veremeyeceğini, delege listesinin; nitelikleri ile donanımlı, mahallesini tanıyan ve zaman ayırabilecek insanlardan oluşması gerektiğini söyledi.
“Doğru delegeler, doğru ilçe başkanını seçecektir” diyen Erdiş, ‘Bakırköy’ü Bakırköylüler yönetsin’ şeklinde konuşanlara da, “Önce Bakırköylü olmak ne demek iyi özümsemek lazım” diyerek cevap verdi.
Bakırköylü olmak için yüz yıl ilçede yaşamış bir ailenin çocuğu olmak gerekmediğini, burada doğmuş büyümüş olmanın da şart olmadığını söyleyen Erdiş, “Bakırköy’ün menfaatlerini kendi menfaatinden önce görüp üstün tutan kişidir Bakırköylü. Hayalinde Bakırköy’le ilgili güzel şeyler olan herkes Bakırköylüdür” dedi.
Selvi Sarıtaç / Kent Yaşam