“SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEYİZ ARTIK”
Halep’te yaşananları değerlendirerek sözlerine başlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, “Tam da İdlib’de yaşananlar, kalbimizi en ağır biçimde yaralamışken, Halep’in sesine kulak vermek gerçekten çok anlamlı. Biliyorsunuz Halep, İdlib’in hemen yanı başında, savaşın en kritik hattını oluşturuyor. Geçtiğimiz hafta ne yazık ki, insanlık İdlib’de bir kez daha öldü. Yüzlerce çocuk kimyasal saldırılarla, bizlere ağır vicdani yükler bırakarak bu dünyadan ayrıldı. Şimdi insanlık olarak bu utancın üstesinden nasıl geleceğiz? Suriye’deki savaş altıncı yılına giriyor. 1 milyona yakın insan öldü, milyonlarca kişi yerinden yurdundan edildi. Sözün bittiği yerdeyiz artık. Yüzyıllar boyunca, barışın adresi olan bir coğrafyada, bugün en acımasız şekilde savaş yaşanıyor. Kütüphaneleri, camileri, han ve hamamlarıyla ünlenen Halep, ne yazık ki çocukların cansız bedenleriyle gündeme geliyor artık. Yaşananlar insanlığın, medeniyet fikrinin ölümüdür. Bir zamanlar Türklerin, Arapların, Ermeni, Süryani, Yahudi ve Kürtlerin bir arada yaşadığı Halep’te şimdi, sadece savaşın gri rengi hakim. Katman katman tarih, tozla duman olmuş vaziyette. Tarihi eserler yağmalanarak, insanlık mirası el değiştiriyor.” dedi.
“HALEP, BİR DAHA ASLA ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK”
Halep’teki Osmanlı eserlerinden bahseden Emine Erdoğan, “Birkaç yıl sonra Halep’in öz mirasını, kim bilir hangi müzelerde göreceğiz? Halepli sanatkarların ruhunu taşıyan eserler, kim bilir hangi pazarlıkların konusu yapılıyor? Halep’in dokusunun yüzde 70’inin, Osmanlı döneminden kalma olduğunu biliyoruz. Halep’in tarihi aynı zamanda bizim tarihimizdir. Bursa, Edirne, Erzurum neyse, Halep de bizim için odur. Birlikte yaşamanın sembolüdür. İslam tarihinin kodları vardır. Fakat ne yazık ki, Türk-İslam estetiğinin sembol şehri Halep, bir daha asla eskisi gibi olmayacak. Tarih bir daha gelmeyecek. Tek umudumuz, bunca kötülüğün içinde merhameti ve vicdanı hala yaşatanlar ve onların şehri yeniden inşa etme gayretidir.” diye konuştu.
“16 NİSAN’IN BİR MİLAT OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM”
Suriye’de insanlığın canını çok acıtan olayların yaşandığını ifade eden Emine Erdoğan, “Bugün Ortadoğu’nun nasıl bir ateş çemberinin içinden geçtiğini görüyorsunuz. Haklının güçlü olduğu değil, güçlünün haklı olduğu bir dünyada mazlumlar eziliyor. Gücün ahlakı olmadığında, Şam’da, Halep’te, İdlib’de olduğu gibi hepimizin yüreğini yakan olaylar yaşanıyor. Bir dönem Bağdat’ta ve Saraybosna’da yaşandığı gibi. Bu nedenle 16 Nisan’ın bir milat olacağını düşünüyorum. Türkiye’nin özgüvenli milli siyaseti adına, tüm güç odaklarına milletçe etkili bir cevap vereceğimize gönülden inanıyorum. Türkiye son kalemizdir. Bu kalenin bekçileri de bizleriz. Biz ayakta olduğumuz sürece Şam’ın, Bağdat’ın, Saraybosna’nın yeniden ayağa kalkma ihtimali de hep var olacaktır.” dedi.
“HALEP’İN NE ANLAMA GELDİĞİNİ ÇANAKKALE’YE GİTTİĞİMDE ANLAYABİLDİM”
Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın ise “Halep’in ne anlama geldiğini Çanakkale’ye, Gelibolu’ya gittiğimde çok daha rahat anlayabildim. Suriye’deki savaştan dolayı Zeytinburnu’nda ağırladığımız yaklaşık 40 bin kişi var. Özellikle Suriye’den ilçemize gelen, burada ağırladığımız misafirlerimizle ilgili ‘Başkanım sıkıntı var’ deniliyor. Düşünüyorum, 90-100 yıl öncesine gidiyorum. Şu an Suriye’den geldi dediğimiz bu kardeşlerimizin başkenti İstanbul’du.” şeklinde konuştu.
Protokol konuşmalarının ardından panele geçildi. Lacivert Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Meryem İlayda Atlas’ın moderatörlüğünü üstlendiği panelde Prof. Cengiz Tomar ve Arş. Gör. Zeyin el Abidin, Halep’teki Osmanlı kimliğinin izlerini mimari eserler üzerinden sürerken savaşın bu kültürel mirası nasıl tahrip ettiğini anlattılar.
Program, Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın’ın Emine Erdoğan'a plaket takdim etmesiyle sona erdi.