“Bu topraklara borcumuz var..!”
Türkiye’nin en uç kenti konumundaki, “Doğu Anadolu’nun Çukurovası” Iğdır’a ilk sanayi yatırımı yapan firmalardan biri olan Gökkuşağı Yapı Market’in sahibi Cemal Avcı’yla bölgeye yapılan yatırımları konuştuk.
-Sayın Cemal Avcı bir işadamı olarak, Iğdır gibi ekonominin ve yatırımların az olduğu bir şehirde faaliyet gösteriyorsunuz, öncelikle bize bunu anlatır mısınız?
C. Avcı: Öncelikle şunun altını çizmek istiyorum, ben bölgenin insanıyım. Yatırım konusuna gelince biz bölgemize yatırım yapmazsak kimse gelmez, kimse yatırım yapmaz. Iğdır’a yatırım yapmamızın en önemli nedenlerinden biri de benim ailemin bölgenin ileri gelen ailelerinden olması. Yani aile olarak yüzyıllardır Kars Ardahan ve Iğdır bölgesinde hep var olduk, hep ticaret yaptık. Ben de bu geleneği sürdürmek ve büyük şehirlerde yaşayan bölgemizin saygın işadamlarına örnek olmak adına doğduğum topraklara geri dönerek yatırım yaptım. Bu yatırımı yaparken aynı zamanda kendimi sorumlu gördüm örnek noktasında başarılı olduğuma inanıyorum.
“BÖLGEMİZDE SANAYİ KÜLTÜRÜ YOK”
Iğdır OSB’ye ilk fabrika kuran firmalardan biri olduklarının altını çizen Avcı anlatımına şöyle devam etti:
“Iğdır OSB, serhat illerinin en planlı sanayi bölgesi olmasına rağmen, eksiklerle başlayan ve bir taraftan üretim yapıp, öteki taraftan yatırımcılerı teşvik etmek adına mücadele verdik. Gelinen noktada çok sayıda fakrika üretime meçmiş istihdama katkı sunarken, kimileri de yapım aşamasında. Ancak gerek iç meselelerimiz gerekse bölge ve dünya meseleleri yüzünden zor günler geçirmekteyiz. Bizim bölge olarak yaşadığımız sorunlardan biri de bölgemizde sanayi yok. Dolayısıyla sanayi kültürü de yok. Ancak ben yine inanıyorumki gerek il gerekse bölge olarak bütün bu zorlukları aşacağız.”
“UMUDUMUZ ORTADOĞU PAZARLARINDA”
Milyon dolarlarla hesaplanan yatırımı yaparken hedeflerinin sadece iç piyasa olmadığını belirten Avcı, şöyle devam etti. “Bölgenin nüfusu az ancak orta Asya ve Ortadoğu pazarına çok yakınız ve ihracat odaklı yapılanmak lazım. Malum Ortadoğu savaşları ve orta Asya ve Rusya krizi büyümemizi geciktirdi. Ancak sanayicilik meşakkatlidir ve sabır gerektirir. Ben de sabırla ilerliyorum. İstanbul'dan beş arkadaşıma da böylelikle örnek oldum . Son zamanlarda bölgemizin öneminin arttığını da görüyorum. Hükümetimizin bölgeye yaptığı yatırımlar tamamlanırsa bölgemizin önemi daha çok aracak ve daha çok yatırımcı gelecek, ben buna inanıyorum.
-İş hayatına atılmanız ve bu sektöre girmeniz nasıl oldu?
Avcı: Okumak amacıyla 11 yaşımda İstanbul'a geldim. İlk olarak hemşerimiz olan bir mühendislik şirketinde çalışmaya başladım. Burada gerekli donanımı sağladıktan sonra askere gittim. Ve Askerlik görevimi bitirdikten sonra da kendi şirketimi kurdum . Taahhüt işleri yapmaya başladım. Birçok kurumsal firmalara taahhüt hizmeti veriyoruz. Bununla birlikte Zeytinburnu ve Esenyurt'ta iki tane yapı market işletmekteyiz. Birçok yerli ve yabancı firmaların bayiliği ve distribütörlüğünü yapıyoruz. Ayrıca İstanbul Esenyurt'ta Evim Avrasya konutlarını yapıyoruz. 115 daireden oluşan projemizin inşaatı devam etmektedir.
Kendinizi başarılı buluyormusunuz ?
Avcı: Öncelikle şunu söylemek istiyorum, doğaldır ki başarılı olmak adına mücadele ediyoruz. Zaten başarılı olmaz isek, işin devamını da getiremez ve yeni yatırımları planlayamayız. Bu genel bir gerçek. Bana gelince ben sonuç odaklı çalıştığım için başarılı olduğuma inanıyorum. Yaptığım işin sonucunda neler olabileceğini düşünerek hareket ediyorum. Bu da başarıya giden yolda ilerlememi sağlıyor.
“Bölgedekiler sanayiye adapte olamıyor”
Cemal Avcı bir başka soru üzerine verdiği cevapta bölgenin sanayiden çok tarım ve hayvancılıkla iç olduğunu söyledi. Avcı şöyle devam etti:
“Kars, Ardahan, Iğdır ve hatta Ağrı olarak değerlendirdiğimizde şunu görmekteyiz; Bölgenin birinci önceliği tarım ve hayvancılık. Bu yüzden bölge halkı sanayiye adapte olamıyorlar. Bunun içindir ki yetişmiş veya devamlı çalışacak personel sirkülasyonu oluyor. Bu da sanayinin üretim verimliliğini ve ürün kalitesine yansıyor. Bizim de bu nedenle en büyük zorluğumuz bu. Kalifiye personel yerine tarım ve hayvancılıkla uğraşan kişileri istihdam etmek zorundayız. Öte yandan sosyal yaşam alanlarının olmamasından dolayı beyaz yakalı personel bulamıyoruz. Sanayi şehirlerinden getirdiğimiz personel uzun süre kalmıyor. Anlayacağınız kolay hiçbir yanı yok.”
Ahmet Arslan'ın Ulaştırma Bakanı olması sizce bölgenin geleceğini nasıl etkiler?
-Uzun yıllar sonra bölgemizden bir bakanın çıkması bölge halkı gibi beni de çok sevindirdi. Sayın Ahmet Arslan'ın Ulaştırma Bakanı olması bölgenin makus tarihini değiştirecek. Öncelikle şunu belirteyim, kendisinin kariyeri başarılarla dolu. Ulaştırma Bakanlığı gibi en önemli bakanlıklardan birinin başında olması ve o koltuğu sayın Başbakanımız Binali Yıldırım'dan devralması da ayrı bir önem arz etmektedir. Sayın Bakanımızın sayın Başbakanımızın A takımında olması ve Türkiye'nin en önemli projelerinin tamamında imzasının olması da ülkemiz ve bölgemiz adına güven verici bir meseledir.
BÖLGE TARİHİ BİR FIRSAT YAKALADI
Avcı: Ulaştırma Bakanımız Ahmet Arslan, Bölgemizin coğrafi yapısından dolayı Iğdır Türkiye'nin en uç noktasında olması nedeniyle Türkiye'nin çıkmaz sokağıydı. Sanırım bu topraklar tarihinin en büyük fırsatını yakaladı Sayın Arslan'la birlikte. Ulaşım medeniyettir derler biliriz. Sanayinin en büyük giderleri enerji ve ulaşımdır.
“Arslan milletvekiliyken bölünmüş yolla tanıştık”
Sayın bakanımız bölge milletvekiliyken de bölünmüş yol ve Bakü - Tiflis demiryolu üzerinde çok emeği olduğunu hepimiz biliyoruz. Bakan olduktan sonra da bölgenin lojistik durumuna gelecegini söyledi. Sayın Başbakanımız da üzerinde çok duruyor. Başlayan projeler hızlandırıldı. Art arda yeni projeler başladı. Bölünmüş yol tünellerle Karadeniz'e, gümrük kapılarının açılmasıyla komşu ülkelere ulaşım rahatlatılıyor. Lojistik bölgesi olması münasebetiyle yerli ve yabancı yatırımcıların bölgeyi yakından takip ettiklerini görüyoruz. Bölgedeki yatırımların tamamlanmasıyla birlikte bölgenin gelişiminin büyüyerek göç veren bir bölge değil artık göç alan bir bölge durumuna geleceğine inanıyorum .
"KOMŞULARIMIZLA TİCARETİMİZ ARTACAK"
-Siz Kars, Ardahan ve Iğdır'ın geleceğinden ümitli misiniz?
Avcı: Ümitliyim çünkü bölgemiz bakir olmaktan çıkıyor. Bunun en önemli nedenlerinden biri de bölgemizin başarılı bir bakanı var. Ulaşım problemi çözülünce bölge Asya'ya ve Avrupa'ya aynı mesafede olacak. İstanbul'a, İzmir'e, Konya'ya, Adana'ya, Antep'e aynı mesafede olacak. Gümrük kapılarının faaliyete girmesi komşularımızla ticaretimizi artıracak.
-Geleceğe dönük ne gibi hedefleriniz var?
Avcı: Öncelikle mevcudiyetimizi koruyup içinde bulunduğumuz krizi atlatmak. Ardından ürettiğimiz ürün ve hizmetlerimizin güvenirliğini arttırıp marka gücümüzü arttırarak yerli ve yabancı tüketiciye ulaştırmak.
-Sosyal yanınız da çok zengin, bundan da söz edermisiniz ?
Ticaretimi sürdürürken sosyal sorumluluğumu hiç unutmadım. Teşkilatçı bir ruha sahip olduğumdan bölgemizin en büyük sivil toplum kuruluşlarının kuruluşunda görev aldım. Aynı anda birçok STK'da yöneticilik yapıyorum. Sosyal projelere gücüm nispetinde destek sağlıyorum. Bunlarla birlikte benim en büyük sorumluluğum ailem ve ülkeme karşı olan sorumluluğumdur. Onun bilinciyle sivil toplum kuruluşlarının, ülkenin ve bireylerin gelişimindeki önemini biliyor ve bu sorumluluk duygusuyla hareket ediyorum. Mesleki ve sivil toplum örgütlenmenin daima merkezinde oldum ve hiçbir görevden kaçınmadım.
-Eklemek istediğiniz sözler var mı?
-Buradan bölge işadamlarına, bürokratına, işçisine, emeklisine, akademisyenine seslenmek istiyorum. Sizin bu topraklara borcunuz var. Eğer çocuklarınızın ve torunlarınızın kültürünüzü sürdürmesini istiyorsanız, bölgenizle irtibatı kesmeyin, fırsat buldukça seyahat edin.Kimsem kalmadı demeyin. Bu topraklar sizin. Topraklarınızı terketmeyin, sahip çıkın. İşadamları yatırım yapsın, herkes bir tuğla koysun. Böylelikle kültürümüz devam edecek ve yeni nesile aktarılacak. Unutmayın çaldığınız her kapının size açılması sizin maddi manevi anlamda toplumunuza verdiklerinizle ölçülecek. Eğerki sosyal anlamda aktif, kültürel değerlerine sahip ve dayanışma duygusu özelliklerini yitirmemişse korkmayın. Aksi bir durum ve sonuç varsa bunun nedeni hepimiz olmalıyız” demektir.