‘YARGI BAĞIMSIZLIĞI ORTADAN KALKTI’
Çerkezoğlu, “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile TBMM’nin yetkileri sembolik hale gelmiş, Bakanlar Kurulu ve Başbakanlık ortadan kaldırılmış ve Cumhurbaşkanı tek başına tüm yürütme yetkisine sahip hale gelmiştir. Bakanlar ve bakanlıklar cumhurbaşkanına bağlı idari birimlere dönüşmüş, bakanlar siyasi yetkileri olmayan bürokratlar haline gelmiştir. Yargı organlarının da büyük ölçüde cumhurbaşkanı tarafından atanan üyelerden oluşması nedeniyle zaten sınırlı olan yargı bağımsızlığı da tamamen ortadan kalkmıştır” dedi.
‘TBMM İRADESİ GASP EDİLMİŞTİR’
OHAL’siz OHAL anlamına gelen, demokratik hak ve özgürlükleri sınırlayan geniş yetkilerin siyasi iktidara verildiğini söyleyen Çerkezoğlu,“Türkiye’de birkaç yıldır zaten fiilen var olan başkanlık rejimi, 24 Haziran’dan itibaren yasal olarak da uygulanmaya başlamıştır. Cumhurbaşkanı Asgari Ücret Tespit Komisyonun üye bileşimini istediği gibi değiştirebilecek ve müdahale edebilecektir” diyerek, Asgari Ücret Tespit Komisyonunun başkanlık rejiminde çalışma hayatıyla ilgili çok daha keyfi işlemler yapılabileceğinin ilk örneklerinden biri olduğunu dile getirdi.
‘ÖRGÜTLENMEYE İHTİYACIMIZ VAR’
En son ülke bütçesinin yüzde 48 ine sahip SGK’yısayıştay denetiminden çıkardıklarını ifade eden Çerkezoğlu, “Bunların hepsi rejim değişikliğinin ve tek adamlığa gidildiğinin göstergeleridir. Bu süreçte yan yana durmaya, birlikte omuz omuza mücadele etmeye ve bu ülkeye sahip çıkmaya ihtiyacımız var. Başta bu memleketin gerçek mücadele örgütleri, sınıf örgütleri, emekten yana siyasi partileri, sosyal demokrat partileri, sosyalist partilerine kadar, tüm demokrasi güçlerinin, odalardan meslek odalarına, sendikalarına, mahalle inisiyatiflerinden kadın ve gençlik örgütlerine kadar örgütlenmeye ihtiyacı vardır. Ne yaparlarsa yapsınlar sandığa ihtiyaç var ve aldıkları oy yüzde 50. Tek adam rejimine geziden beri bu halk karşı geliyor ve referandumda da adalet yürüyüşünde de bu halk kendini ifade etti. Bu ülkenin tüm demokrasi güçleri ve örgütleri olarak, bu ülkede demokrasiye, barışa, özgürlüğe, kardeşliğe sahip çıkmalıyız. Türkiye’yi 150 yıl geriye götürmeye çalışan bu süreçte mücadele etmeliyiz. Bu memleket bizim ve memleketimize de, emeğimize de, geleceğimize de sahip çıkacağız. Çıkış yolunu hep birlikte bulacağımıza olan inancımız tamdır. Bundan sonra işimiz belki daha zor ama daha bir coşkuyla ve umutla bedeli ne olursa olsun bu mücadeleye hep birlikte sahip çıkacağı” diyerek konuşmasını tamamladı.
‘CUMHURİYET’İN YIKILDIĞI ARTIK KESİN BİR TESPİTTİR’
Kesk Eğitim-Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan’da, 2010’dan sonra artık yeni rejimin kurulmaya başlandığını ve geçmişten bu yana eşit cumhuriyet için mücadele edenlerin, büyük bedeller ödediğini söyledi. Aydoğan, “80 darbesi sonrası hala elimizde kalan kazanımları da şu an itibari ile tamamen kaybetmiş durumdayız. Cumhuriyetin yıkıldığı artık kesin bir tespittir” dedi.
‘TÜM POLİTİKALAR SARAY’DA HAZIRLANACAK’
Yarım milyon ataması yapılmayan öğretmen varken çıkarılan KHK ile ilahiyat mezunlarının öğretmen olarak atanmasına olanak sağlandığını iddia eden Aydoğan, KHK ve yasal düzenlemelerle bütün alanlara ilişkin politikaları hazırlayan yerin saray olduğunu, bakanlıkların ise sadece uygulayıcı olacağını ifade etti. Karşılıklı soru cevaplarla devam eden panelin sonunda, CHP İl Eğitim Sekreteri Mazlume Oruç, paneli hazırlayan CHP Bahçelievler ilçe örgütüne ve katılımcılara teşekkür etti
Selvi Sarıtaç / Kent Yaşam