15 yıldır Türkiye’de yaşananlara değinen Eski Amiral Türker Ertürk, “ Ekonominin iflas ettiğini göstermek için, bırakın rakamları. Çıkın Kartal’da dolaşın. Esnafa sorun -durumunuz nasıl?- diye. Taksilere binin. Ekonomimiz gerçekten iflas. Hal böyle iken, ülke bu kadar dar boğazda iken, bugün 18 maddelik bir anayasa hazırladılar ve başkanlık istiyorlar, daha fazla yetki istiyorlar. Hatta bazı pankartlarda - Evet deyin. 17 Nisan’da terör bitecek- yazıyor. Peki, 15 yıldır terör niye bitirilmedi? Bütün yetkileri kullanabiliyorlardı. Şu anda ülkemizi gayri resmi bir anayasa ile yönetiyorlar. Devlet memuru yasasını bile değiştiriyorlar. Kendilerini kollayacak, koruyacak memurlar yaratmaya çalışıyorlar. Türk kelimesini kullanmak istemiyorlar. Her yerden çıkarmaya çalışıyorlar. Buradan söylüyorum. Ne Mutlu Türküm Diyene! Bunu söylerken, hiçbir ırkı, hiçbir kökeni ya da etnik kimlikleri aşağılamak amacıyla söylemiyorum” dedi.
Eski Büyükelçi Onur Öymen ise " Bir demokraside devletin iki iradesi var. Biri, devletin kurucu idaresi, bir de seçimle iktidara gelen düşüncelerin iradeleri var. Yani dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde seçimle gelen bir iktidar, -Madem ki ben iktidarım, bu devletin her şeyini değiştirme yetkisine sahibim- diyemez. -Devletin yapısını, dokusunu, geleneksel özelliklerini her şeyini değiştirebilirim. Çünkü halk bana oy verdi- diyemez. Sizin iradeniz, hiçbir ülkede, hiçbir zaman o devleti kuran iradenin üstünde değildir. O yüzden pek çok ülkenin anayasasında değiştirilmesi teklif bile edilemez maddeler vardır. Bu anayasa ile rejim değiştirmek isteniyor. Bizim anayasamızın altıncı maddesinde diyor ki -Hiç kimse anayasadan almadığı bir yetkiyi kullanamaz.- Anayasamızın hangi maddesi iktidara rejim değiştirme yetkisi veriyor? Yapılacak referandumla, rejim yapısı değiştirilmeye çalışılıyor" dedi.
"Ben diyeceğimi, giyerek söyledim"
Panelistlerin ardından kürsüye çıkan Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz ise, referanduma kadar giyeceğini açıkladığı, Atatürk'ün fotoğrafından esinlenerek hazırlanan süveterini işaret ederek "Efendim, ben diyeceğimi, giyerek söyledim. Bazen bir söz vardır, bazen bir kıyafet vardır. Kartal’daki billboardlarda, Atatürk’ün manevi kızı Ülkü ile çektirdiği fotoğraflarda giydiği süvetere bakın. Bir de benim giydiğim süvetere bakın. Ne demek istediğimi anlarsınız. Ben müsaadenizle, yakın zamanda ameliyat olan, korkup kalemini teslim eden basından tutun da, -hayır diyeceğim ama iktidardan korkuyorum- diyen iş adamına, -işçiyiz biz, sendikacıyız- deyip alanlarda gezmeyen sendikacılara, -ben siyasetçiyim, ben bu parti için ölürüm- deyip hiçbir şekilde alanda görünmeyen siyasi partililere, sahte Atatürkçülere yüreğini veren, -ben sana hakkımı helal etmiyorum- diyebilen şehit anası Pakize Anneyi konuşturmak istiyorum. Pakize Ana'daki yürek bu millette olsaydı, işler bu duruma gelmezdi" dedi.
Başkan Altınok Öz'ün davetiyle kürsüye çıkan Şehit Anneleri Derneği Başkanı Pakize Akbaba, “ Başkanımızı fotoğraflarda görüyorum, gözlerim doluyor. Aynı Atatürk gibi giyinmiş. -Acaba tesadüf mü?- dedim ama kendi ağzından duyunca çok mutlu oldum. Biz az çalışıyoruz. Bir Nene Hatunları düşünün. -Benim evladım anasız büyür ama vatansız büyüyemez- demişti. Bir Türk kadınının en güzel çalışması, vatana hayırlı evlat yetiştirmek, sonra da vatan için mücadele etmektir. Kanmadan, yılmadan meydan okuyacağız. Bu salonda hepiniz okumuşsunuzdur. Okumayanın da yüreği kültür doludur. Eğilmez, bükülmez, boyun eğmez. Türkiye diyemeyenler, ülkenin geleceğinden bahsedemez” dedi.
Panelin ardından Kartal Demokratlar Birliği Yürütme Kurulu üyeleri, Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz’e çiçek, panelistlere de plaket takdim etti.