Aynı yıl içinde 2 kez İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı seçilen Başkan Ekrem İmamoğlu, Türkiye demokrasi tarihinin dönüm noktalarından 23 Haziran 2019 seçimlerinin 3. yıldönümü nedeniyle düzenlenen “Demokrasi Şenliği”nde konuştu. Yenikapı Miting Alanı’nda gerçekleştirilen etkinliğe eşi Dilek İmamoğlu ve kızı Beren ile birlikte katılan İmamoğlu, çoğunluğu gençlerden oluşan vatandaşların sevgi gösterileri altında konuşma yapacağı platforma çıktı.
“23 HAZİRAN GECESİ MUAZZAM BİR DEMOKRASİ İRADESİ SERGİLEDİNİZ”
23 Haziran 2019 seçim başarısının 3. yıldönümünü kutladıklarını hatırlatan İmamoğlu, “Bugün, her birimizin; her bir İstanbullunun ve her bir Türkiye vatandaşının gurur duyacağı bir günün yıldönümüdür. Bugün, 16 milyon İstanbullunun şehrin geleceği adına unutulmaz bir şekilde irade koyduğu ve tüm dünyaya ilham olduğu bir günün yıldönümüdür. Bugün, 16 milyonun, bu güzel ülke adına yeni bir eksene karar verdiği bir günün yıldönümüdür. Bu ülke, sizlerle ne kadar övünse azdır. Çünkü sizler, 16 milyon İstanbullu, bundan 3 yıl önce, 23 Haziran gecesi muazzam bir demokrasi iradesi sergilediniz. Kışkırtmalara kapılmadan, sağduyuyla sandığa gittiniz ve demokrasiyi rayına oturtup, adaleti tesis ettiniz. Sizler yaptınız bunu. Sizler başardınız. Cumhuriyetimizi kuran o değerli fikri, o unutulmaz cümleyi, demokrasi tarihine bir kez daha altın harflerle yazdınız: Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” dedi. “Tüm dünyaya bu aziz şehrin ve bu büyük ülkenin insanlarının demokrasi talebinin ne denli güçlü ve ne denli sarsılmaz olduğunu gösterdiniz” diyen İmamoğlu, “23 Haziran’ı bir ‘demokrasi zaferi’ne dönüştürdünüz. Sizlerin başardığı ‘23 Haziran Demokrasi Zaferi’, bir rejim ne denli baskıcı ne denli inkârcı olursa olsun; demokrasiye ve başarıya inanmış insanların her türlü zorluğu yenip, değişimi gerçekleştirebileceğini kanıtladı” ifadelerini kullandı.
“LİYAKATSİZ KADROLARIN BECERİKSİZLİKLERİ YÜZÜNDEN KRİZ DERİNLEŞİYOR”
Türkiye’yi yönetenlerin uzunca bir süredir ülke sorunlarına çözüm üretemediğini vurgulayan İmamoğlu, şunları söyledi:
“Ülkemizin ekonomisi, dış politikası, güvenliği ve iç huzuru sancılı günlerden geçiyor. Ne yazık ki, yaşamakta olduğumuz yönetim krizi ve ekonomik kriz iç içe ve derindir. Ne yazık ki, liyakatsiz kadroların beceriksizlikleri yüzünden bu kriz, her geçen gün daha da derinleşiyor. Her geçen gün, dünya büyüme hızının gerisinde kalıyoruz. Dünya ekonomisinden aldığımız pay da geriledikçe geriliyor. 80 yıldır dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biri olduğumuz G20 liginden de bu iktidarın hataları yüzünden düştük. Kişi başına milli gelir sıralamasında dünyada 1990 yılında 46. ve 2003 yılında 53. sırada olan ülkemiz, bugün bunlar yüzünden 87.’liğe geriledi.”
“BU BÜYÜK MİLLET BUNU HAK ETMİYOR”
Türkiye’nin bulunduğu konumu hak etmediğini altını çizen İmamoğlu, “Yüzyıllardır tarihe yön vermiş, çağ açıp çağ kapatmış bu büyük millet bunu hak etmiyor. İş başına geldiğimiz günden beri, maruz kaldığımız her türlü karalamaya, her türlü engellemeye, derinleşen krize, katlanan maliyetlere ve 2 yıl süren pandemiye rağmen İstanbul’da başardıklarımız ortada” diye konuştu. “Hayatın her alanında, sizlerin yaşam kalitesini artıracak büyük ve dev adımlar attık, atmaya devam ediyoruz” diyen İmamoğlu, şu bilgileri paylaştı:
“Trafik sorununu kalıcı şekilde çözmek için dünya tarihinde ilk kez aynı anda 10 hatta birden metro hatları inşa ediyoruz. Şehrin dört bir yanında yeşil dönüşüm için sürdürülebilir adımlar atıyoruz. Çocuklarımızın ve insanlarımızın daha fazla yeşile kavuşması için, milyonlarca metre karelik 15 yaşam vadisi inşa ediyoruz. Bu koşullarda bile, Enstitü İstanbul ve Bölgesel İstihdam Ofisleri aracılıyla, 50 bini aşkın İstanbulluya çeşitli sektörlerde iş imkânı sağladık, sağlamaya devam ediyoruz. 10 binlerce üniversiteli gencimize ve 100 binlerce ilk okul öğrencimize eğitim desteği veriyoruz. Yüzbinlerce ihtiyaç sahibi çocuğumuza, her hafta düzenli süt desteği sağlıyoruz. Tarihimizde ilk kez kreşler ve yurtlar açarak geleceğimize sahip çıkıyoruz. Bu zor zamanlarda, milyonlarca hanenin yanında olmak için, bizden önceki dönemlerde yapılan desteğin 5 katı kadar nakdi ve ayni yardım veriyoruz. İstanbul ve civarında tarımı, tarımsal üretimi ve hayvancılığı destekleyen ve bu destekleri kalıcı ve düzenli hale getiren büyük adımlar atıyoruz.”
“İSTANBUL’U KORUYOR, GELİŞTİRİYOR VE SORUNLARINI BİRER BİRER ÇÖZÜYORUZ”
“Bunları, bu güzel akşamda sizlere propaganda yapmak için anlatmıyorum” diyen İmamoğlu, “Bunları sizlere, bir kentte zihniyet değişikliğinin halk yararına ne gibi sonuçlar getirebildiğini göstermek için anlatıyorum. Bizim ‘İstanbul Modeli’ dediğimiz bu dönüşümle, siyasetin her koşulda çözüm üretebileceğini örneklemek için anlatıyorum sizlere. İstanbul’u koruyor, geliştiriyor ve sorunlarını birer birer çözüyoruz. İstanbul’u yeşille buluşturuyor, yaşam kalitesini artırıyor ve umutlandırıyoruz. Çünkü İstanbul’a sözümüz var: ‘Kente özen, insana saygı’ diyerek yola çıktık. ‘İstanbul adil, yeşil ve yaratıcı bir şehir olacak’ dedik. Çünkü biliyoruz ki; İstanbul Türkiye’dir. İstanbul’u korumak, Türkiye’yi korumaktır. İstanbul’u geliştirmek, Türkiye’yi geliştirmektir. İstanbul’u zenginleştirmek, Türkiye’yi zenginleştirmektir. İstanbul’u yeşillendirmek, Türkiye’yi yeşillendirmektir. İstanbul’u eğitmek, Türkiye’yi eğitmektir. İstanbul’u umutlandırmak, Türkiye’yi umutlandırmaktır.”
“BU ÜLKEDE MİLLETİN DEDİĞİ OLUR”
Çoğunluğu gençlerden oluşan katılımcılara, “Bilmelisiniz ki, bu ülkede umut da var, çıkış da. Bilmelisiniz ki, Türkiye’nin önünde çok büyük fırsatlar var” sözleriyle seslenen İmamoğlu, şöyle konuştu:
“Çünkü, dünya çapında bir yenilik dalgası başlıyor. Dijital ve yeşil teknolojiler alanlarındaki bu yenilik dalgasını yakalamak; Türkiye’nin rekabet gücünü ve vatandaşlarının refahını artırmak pek ala mümkün. Ekonominin her alanında, sanayide, tarımda hizmetlerde çok köklü yapısal dönüşümlere ihtiyaç var. Bunun için eğitimde, kamu politikalarında ve yatırım anlayışında da köklü dönüşümlere ihtiyaç var. Bunların, bu iktidarla olamayacağı artık aşikâr. O nedenle, önce iktidarı değiştirmek, dönüşümü başarmak ve halkın refahını yükseltecek kadroları işbaşına getirmek durumundayız. O gün yaklaşıyor. Çünkü, bu ülke vatandaşlarının ezici çoğunluğu değişim istiyor. Güçlü bir iradeyle ve barış içinde bu değişimi başarırsak, hepimizin kaygıları yerini umuda bırakacak. Ama tüm bunlar, sizlerin aktif çabanızla mümkündür. Zira umudun da çıkışın da adresi sizlersiniz. Sizler isterseniz, her şey olur. Hiç kimse yanlış yollara sapmasın. Hiç kimse yanlış hesap yapmasın. Bu ülkede, milletin dediği olur.”
“MİLLETİN İRADESİ KARŞISINDA HEPİMİZ HADDİMİZİ BİLECEĞİZ”
İstanbul’un ve Türkiye’nin sahiplerinin vatandaşlar olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, “Bu kadim şehri ve bu güzel ülkeyi bir şahsın, bir ailenin, bir vakfın ya da bir partinin mülkü gibi görenler olabilir. Her kim kendisini, onu seçimle iş başına getirmiş yurttaşlardan daha önemli, daha değerli görüyorsa, günü gelir, boyunun ölçüsünü alır. Bu ülkenin seçimle gelmiş bütün yöneticileri; muhtarlar, belediye başkanları, milletvekilleri, cumhurbaşkanları… Halkın vicdanı ve milletin iradesi karşısında hepimiz haddimizi bileceğiz. Ama sizler de bu ülkenin asli sahibi, eşit ve onurlu vatandaşları olarak gücünüzün farkında olacaksınız. Sizler de bu şehrin, bu ülkenin gerçek sahibi olmanın kuvvet ve kudretiyle hareket edeceksiniz. Cumhuriyetin eşit ve onurlu yurttaşları olarak haklarınızı bilecek, cesurca savunacak ve hep daha fazlasını talep edeceksiniz” diye konuştu.
“DEMOKRASİLERDE İKTİDARIN SAHİBİ HALKTIR”
“Demokrasilerde iktidarın sahibi halktır, vatandaştır” diyen İmamoğlu, “Cumhuriyet, bize özgür ve eşit yurttaşlar olarak bu ülkenin sahibi olmayı öğretti. İkinci yüzyılına doğru giderken, Cumhuriyet’imizi demokrasiyle daha fazla taçlandırmak, hepimizin en önemli görevi ve ihtiyacı. Toplumu kutuplaştırarak seçim kazanmaya çalışanlar, kutuplaştırarak iktidarlarını korumaya çalışanlar bilsinler ki; demokrasi aşığı bu büyük millet, artık ne istediği iyi biliyor. Bu büyük millet, çoğunluğun yönetim hakkının yanı sıra azınlığın var olma ve kendini ifade etme hakkı olduğunu kabul eden bir yönetim anlayışının olduğu çoğulcu ve gerçek demokrasi istiyor. Bunu yapacak olan sizlersiniz. Her yaştan, her cinsiyetten, her meslekten, her inançtan ve her yaşam tarzından sizler. Çünkü bu şehir, bu ülke sizin. Bu hayat sizin. Sizler, bu ülkenin adalete susamış, demokrasiye inancı tam, heyecanı yüksek, onurlu yurttaşlarısınız. Hak yemezsiniz ama hakkınızı da yedirmezsiniz. Sizlerin cesareti ve dönüşüm gücüyle Türkiye bu kez büyük bir değişim fırsatı yakalayacak. Kendinize güvenin! Kendinize güvenin! Kendinize güvenin” dedi.
FİNALİ NAZIM HİKMET’LE YAPTI
Alanı dolduran bazı gençlerin su isteklerini karşılıksız bırakmayan İmamoğlu, görevlilerden katılımcılara su ulaştırmalarını istedi. İmamoğlu, o andaki duygularını, “Sevgili gençler, siz şu anda susadınız ya; millet de adalete susadı, adalete. Adalete susadı. Biz, yönetim olarak size susadığınız için su getireceğiz. Siz gençler de adalete susamış bu millete, adalet getireceksiniz” sözleriyle dile getirdi. Konuşmasını, Türk şiirinin büyük şairi Nazım Hikmet’in, “Akın var / Güneşe akın / Güneşi zaptedeceğiz / Güneşin zaptı yakın” dizeleriyle tamamlayan İmamoğlu, konuşmasının sonunda sahneye; TBMM CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, milletvekilleri ve ilçe belediye başkanları ile eşi Dilek İmamoğlu’nu davet etti. Sahnedeki heyet ve on binlerce katılımcı, Duman grubunun “Senden Daha” güzel şarkısını hep bir ağızdan söyledi. Konuşması sırasında verdiği sözü tutan İmamoğlu, şenliğe katılan gençlere kendi elleriyle su dağıttı. Demokrasi Şenliği, Edis konseriyle son buldu.