Adli yargıdaki adaletsizliği duyurmak amacıyla Adil Yaşam Derneği basın açıklaması yapmaya devam ediyor. 8 Mayıs Anneler günü münasebetiyle Mahkûm anneleri ve aileleri Bakırköy Özgürlük Anıtı’nda buluştu. Adli mahkûmlar için genel af isteyen anneler ‘Affet Türkiye’m sloganıyla seslerini yetkililere duyurdu. Adalet için yüzlerce mahkûm ailesi güvercinleri gökyüzüne uçurdu.
Adil Yaşam Derneği Başkanı M.Haluk Çavuşoğlu’nun ev sahibi olduğu açıklamaya Türkiye Değişim Partisi Gençlik Kolları Başkanı Kenan Urgun, İstanbul Türkiye Değişim Partisi(TDK) İstanbul İl Başkanı Yusuf Polat, Bakırköy TDK Partisi İlçe Başkanı Tuna Bozkurt, Bağcılar TDK İlçe Başkanı Tolga İpekel, Bahçelievler TDK İlçe Başkanı Ferhat İşçimen, Fatih TDK İlçe Başkanı Mehmet Gül, bazı STK temsilcileri ve mahkûm yakınları katıldı.
Adil Yaşam Derneği’nin yaptığı basın açıklaması şu şekilde:
“Ülkemizde adalete güven çok düşük seviyelerde bunun en önemli sebeplerinden birisi adil yargılama İhlallerinin Yüksek oranda olmasıdır. Anayasa Mahkemesi’nde incelediği 43 bin dosyada adil yargılama hak ihlalinin olduğunu açıklaması gerçekleri ortaya koymaktadır. Anayasa mahkemesine başvuru yapmayı dahi bilmeyen yüz binlerce insanda düşünüldüğünde garibanlar açısından durum vahimdir. Adil yargılamalar olmadığı için insanlar hak etmedikleri cezalan aldıkları gibi, İnfaz yatar oranlarındaki değişiklikler ile adeta kefenini alarak cezaevlerine girdiler.
“MHP’NİN AF SÖZLERİ YERİNE GELMEMİŞTİR”
Adli Mahkûm Yakınları bu durumlardan dolayı yeniden yargılanma isterken MHP af sözünü gündeme getirmiştir. Bu sözü seçim beyannamesine de eklemiştir. Mahkûm yakınları seçimlerde MHP'yi 19 milletvekilinden 49 milletvekiline taşımıştır. MHP'nin Af sözünden 4 yıl geçmesine rağmen verilen söz yerine gelmemiştir.
Adli Mahkûm Yakınları Af istemekte haklıdırlar çünkü 15 Temmuzda 4 bin 850 hâkim ve bunun dışında binlerce kolluk kuvveti terör suçuyla görevden alındı. Bunların TCK'da madde ayrımı yapmadan verdikleri kararların hazırladıkları evrakların ne kadar doğru olduğu konusunda vicdanlar sorgulanmalıdır. Görevden atılanların yerine alınan hâkim savcıların tecrübe eksikliğinden kaynaklı hatalar ve pandemi sebepli yığılan dosya yükü sebebiyle hızlı yargılamaların olmasından dolayı verilen kararlardaki hatalar önümüze yargıda kocaman bir enkaz çıkartmıştır. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın yakın zamandaki konuşması da adli mahkûmların haklı isteklerinin sebeplerini de ortaya koymaktadır. İyileştirmeler oluyor örneğin, yeni göreve başlayan hâkim savcılar artık tecrübeli hâkim savcıların yanına verilmeye başlandı. Fakat yargıda olan geçmişteki adaletsizlikleri düzeltecek çözüm önerileri ve yapılan herhangi bir eylem olmuyor.
Beyana dayalı delilsiz kanaatle haksız cezalar alanlar, iftiraya uğrayıp cezalar alan çok sayıda insan var. Şüpheden sanık faydalanır ilkesi, katalog suçlarda uygulanmıyor. Cezalardaki orantısızlar çok fazla cezaevleri bunun gibi birçok sebepten dolayı kapasitesinin çok üzerinde mahkûm barındırıyor. Kapalı cezaevleri mahkûm koğuşlarında 7 kişi olması gerekirken birçok yerde 40 50 kişi kalıyor. Pandemi sürecinde açık cezaevlerindekiler suç ayrımsız izine çıkartıldılar kapalı cezaevlerindekiler ise ceza üstüne ceza çektiler. Şuan Kapalı Cezaevlerinin durumu insanların Yaşama Hakkı’nı sınırlamaktadır. Devam eden milyonlarca dava dosyaları, Yargıtay da ve İstinafta onama bekleyen dosyalar, HAGB olanlar (ceza verilip ertelenenler), denetimli serbestlikte olan, firarda olan, teslim olmayan toplam aileleriyle birlikte 15 milyondan fazla İnsan var. Buna sicil affı bekleyen 15 milyondan fazla insanda eklendiğinde milyonlarca İnsanın etkilendiği ortadadır. 91 bin izinli mahkûm devletten hiçbir destek almadan, denetim mekanizması olmadan 2,5 yıla yakındır dışarıdalar suça da karışmadılar ıslah olmuşluklarını kanıtladırlar. Bu durum kapalı cezaevlerindekiler için en güzel referanstır.
“AFFEDİCİLİK, İNSANİ BİR ERDEMDİR”
Sayın Mustafa Sarıgül, adli mahkûmların hak arayış seslerine sessiz kalamamıştır. Her gittiği ilde Toplumsal kucaklaşma için Adli Mahkûmlar için Genel Af çağrısında bulunmaktadır: "Gelin hep birlikte af çıkaralım Adı da Toplumsal Barış Affı Olsun - Adı da Kardeşlik Hukuku olsun Devletimizin güçlü adil olduğunu, vicdanlı, şefkatli merhametli olduğunu bir kez daha Türkiye'mize gösterelim. AFFET TÜRKİYEM„ demektedir.
Biliyoruz affetmek kolay bir eylem değildir ama affedicilik, insani bir erdemdir. affetmek için empati ve merhamet gereklidir. Her insan bilerek ya da bilmeden suça karışabileceğiyle hareket etmelidir. Adalet bakanı Bekir Bozdağ'ın konuşmasında ‘içeride bir masum dahi kalsa bu kabul edilemez’ demiştir. Lütfen kendinizi çocuklarınızı insanların yerine koyunuz.
Cumhuriyetin İlanının 100. Yılının gelmesi ve geçmişin temizlenmesi adına adil yargılanmayanların TCK tüm maddelerinde olduğu için yapılacak her düzenlemenin çıkarılacak af tasarılarının tüm maddelere eşit olarak suç ayrımına gidilmeden 2023 gelmeden, ortak bir uzlaşı ile ‘Adli Mahkumlar İçin Ayrımsız Af’ ilanı ile birlikte sicil affı'da verilerek insanlar yeniden hayata döndürülmelidir. Yaşanılan adaletsizliklerin ortadan kalkması için devletimizin vatandaşı ile helalleşmesi hususu gündeme gelmelidir. Adli mahkûmlara Genel Af teklifine siyasi olarak bakmadan vicdani insani olarak tüm Siyasi Partiler, Sivil Toplum Kuruşları, Medya Basın Yayın Kuruluşları ve Halkımız destek vermelidir.
“DİYARBAKIR ANNELERİ AFFEDİLİYORSA MAHKUM ANNELERİNİNDE AFFETİLMELİ”
Yargıda oluşan 17 yıllık bu enkaz bir an önce kaldırılmalıdır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 'nın milyonlarca adli mahkûm yakınlarının haklı arayış sesine sessiz kalmayacağını biliyoruz. Mağduriyetlerin bir an önce giderilmesini istemekteyiz. Diyarbakır annelerinin çocuklarının terör suçlan affediliyorsa, mahkûm annelerin çocukları da devletimizin şefkatiyle affedilmelidir. İnsan Haklan Beyannamesi içeriğinde şöyle der: "Cezaevinde bir masum varsa bin suçlu aramızda dolaşsın" Bu masumun siz ya da sizin çocuğunuz olduğunu düşünün!” SÜLEYMAN ÇAY