Öğrencilerden Çevre Duyarlılığı
KÜÇÜKÇEKMECE- Özel Bilnet Okulları Atakent Kampüsü’nden; Danışman öğretmen Serap Demirci öncülüğünde öğrenciler; Sıla Kanbur ve Suden Tetikoğlu ile katılacakları yarışmada çevre kirliliğine karşı vatandaşlardaki bilinç düzeyini yükseltmek, gelecek nesillere daha temiz bir dünya bırakmak ve bu amaca katkıda bulunmak için harekete geçti.
Günümüzde kentleşme ve sanayileşme faaliyetleri, kentlerin çevrelerinde doğal, kültürel ve tarihi değerlere sahip, rekreasyon potansiyeli yüksek ve ekolojik değerlere sahip olan alanların üzerinde birtakım baskılar yaratmaktadır. Küçükçekmece Gölü ve çevresi bu baskıları en olumsuz şekilde yaşayan alanlardan birisidir. Özel Bilnet Okulları Atakent Kampüsü öğrencileri Küçükçekmece Gölünü tekrar çevreye kazandırmak için proje çalışmaları başlattı.
“KÜÇÜKÇEKMECE GÖLÜ DÜNYADAKİ İKİ LAGÜN GÖLÜNDEN BİR TANESİDİR”
Proje hakkında konuşan Bilnet Okulları Müdürü Yeliz Taşkın şunları söyledi:
“Küçükçekmece Gölü dünyada bulunan iki lagün gölünden bir tanesidir. Coğrafik konumu sayesinde dünya için önemli bir noktada bulunmaktadır. Ancak son yıllarda hızlı nüfus artışı, yanlış arazi kullanım kararları, çarpık kentleşme, havza alanında endüstrileşme, kullanma-koruma dengesinin sağlanamaması, toplumsal bilincin oluşmamış olması gibi sebeplerle bu alan gittikçe kirlenmekte, aynı zamanda göl ve çevresinde ki havza alanında yoğun yerleşim ile sanayi gelişmiş ve bunların hepsi sağlıklı planlama kararları olmadan oluşmuştur. Toplumsal yaşamın sağlıklı işleyebilmesinde ve bu karşılıklı etkileşimlerin çevreye olası olumsuz etkilerinin en aza indirgenmesinin sağlayacak stratejilerin ortaya konulmasını gerekli kılmaktadır. Öğrencilerimizin bu çalışmasında, kent ekolojisi açısından Küçükçekmece Gölü ve çevresi incelenmektedir. Araştırma içerisinde, kent ekolojisi ile ilgili tanım ve kavramlar ile kent ekolojisini oluşturan doğal ve kültürel faktörlerin neler oldukları ve kentler üzerindeki etkileri, yarattıkları sorunlar değerlendirilmiştir.”
SORUNLARIN ANA BAŞLIKLARI
Yapılaşma önlenmesi ve kaçak yapılar yıkılması,
Ağaçlandırma yapılması,
Ormansızlaşmaya neden olacak madencilik faaliyetlerine izin verilmemesi,
İstanbul’a içme suyu temini için yapılan Sazlıdere barajı su toplama alanının korunması,
Kanalizasyon ve sıvı atıklar göle akıtılmaması,
Göl ve göle boşalmakta olan derelerden alınacak su örnekleri kimyasının aylık olarak kontrolünün yapılması,
Kapatılmış olan Halkalı çöplüğünden sızan suların kimyası incelenmesi,
Göl dibi sedimentlerinin mineralojisi ve jeokimyası belirlenmesi,
ÇANEM laboratuvarları sıvı atıkları kontrolünün arttırılması,
Gölün çeşitli nedenlerle doldurulmasının önlenmesi… vb önlemler sayılabilir.
Bu tür önlemler ile göl yeniden topluma ve canlı yaşamında kazandırılabilecek bir hal alabilir.