1) Açık (geniş) açılı glokom: Genellikle 40 yaş üstünde görülür, göz içi sıvısının dışa akım kısmında yapısal direnç görülür. En yaygın olan glokom türüdür ve belirtileri bakımından sinsidir. Ancak hekim muayenesinde, testler sırasında anlaşılabilir.
2) Kapalı (dar) açılı glokom: Göz içi sıvısı gözün iris dediğimiz renkli kısmının arkasına hapsolmuştur. Dışa akım aralıklı veya tamamen engellenir. Ani glokom atakları gerçekleşir. Bulanıklık varsa doktora gidin Göz tansiyonu genelde belirti vermez. Bu yüzden hastanın kendisinin anlaması neredeyse imkansızdır. Ancak bazı göz tansiyonu tiplerinde, göz veya baş bölgesinde ağrı, bulanık görme, ışıklar etrafında hareler ve mide bulantısı olabilir. Bu belirtiler görüldüğünde vakit kaybetmeden bir göz doktoruna başvurulmalıdır. Aile hikayesinde yani anne, baba ya da kardeşinde göz tansiyonu olanlarda görülme olasılığı yüksektir. Özellikle 35 yaşından sonra her sene göz tansiyonuna bakılmalıdır.
Göz tansiyonu nasıl ölçülür?
Göz tansiyonu teşhisindeki en önemli etken göz tansiyonunun ölçülmesidir. Bunu yapan alete ‘tonometre’ denir ve iki yöntemle göz tansiyonunu ölçebilir. İlkinde göze hava üfleyerek bir karşı basınç oluşturur ve öylelikle ölçülür ya da göze anestezi bir damla damlatılır ve gözle temas sağlanarak ölçüm yapılır.
Değeri kaç olmalıdır?
Göz tansiyonu değerleri de kan basıncı değerleri gibi kişiye göre farklılık gösterir. Kimisine göre 17 mmHg basınç yüksek bulunurken kimisine göre 22 mmHg basınç normal bulunabilir. Göz doktorlarının yaptığı muayeneler sonucunda göz içindeki kan damarları, göz sinirleri ve retina incelenerek basınç değerlerinin o hastaya göre yüksek olup olmadığı tespit edilir. Tedavi yöntemi çok Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tayfun Bavbek, “Göz tansiyonu (glokom) olarak adlandırılan hastalık, üç ayrı yöntem ile kontrol altına alınabilir” dedi ve şöyle sıraladı: Bunlardan ilki göz içi basıncını düşürmek için başlanılan damlalardır. İlaç tedavisi ile kontrol altında tutulabilen göz içi basıncına, herhangi bir müdahale etmeden yıllar içerisinde bu yöntemle hasta takip edilebilir. Bir veya birden fazla damla kullanımına rağmen düşmeyen göz içi basıncına farklı yöntemlerle müdahale etmek durumunda kalınabilir. İkincisi lazer tedavisidir. Ani gelişen göz tansiyonu krizlerinde irise lazer ile açılan bir kanalla göz basıncı düşürülür. Cerrahi müdahale gerekene kadar ara dönemde uygulanabilir. çüncüsü ise cerrahi müdahaledir. Göz içindeki sıvının drenajını kolaylaştırmaya yönelik girişimlerdir. Bir kısmında minyatür valf ya da seton denilen implantlar kullanılır. Göz içerisinden veya dışarısından uygulanır.