“Kazdağları Yok Olursa Yaşam Yok Olur”
Levent Gürbüz, Kazdağları’nda yürütülen madencilik projelerinin doğa ve insan yaşamı üzerindeki yıkıcı etkilerine vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı:
“Cengiz Holding ve Nurol Holding’in Kazdağları’nda sürdürdüğü projeler, bölgenin ekosistemini geri dönülmez biçimde tahrip edecek boyuttadır. Yalnızca doğal güzelliklerimiz değil, bölge halkının tarım ve hayvancılıkla sağladığı geçim kaynakları da tehdit altındadır. Sağlıklı bir çevrede yaşamak istiyorsak Kazdağlarını korumak ve vahşi madenciliğe dur demek zorundayız.”
“Kazdağları Milli Park İlan Edilmelidir”
Kazdağları’nın parçalı değil, bütüncül bir şekilde korunması gerektiğine dikkat çeken Gürbüz, bölgenin tamamının milli park ilan edilmesi çağrısında bulundu:
“Kazdağları, yalnızca Çanakkale’nin değil, tüm Türkiye’nin nefes aldığı eşsiz bir doğal zenginliktir. Bölgenin yalnızca belirli kesimlerini koruma altına almak yeterli değildir. Kazdağları bir bütün olarak ele alınmalı ve milli park ilan edilmelidir. Bu, ekolojik dengeyi korumak ve gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakmak için şarttır.”
Danıştay ve İktidara Çağrı
Projelerle ilgili Danıştay’dan beklenen karar ve iktidarın tutumuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Gürbüz, şunları kaydetti:
“Danıştay’dan adil ve doğru bir karar bekliyoruz. Kazdağlarının yok edilmesine yol açacak projelere onay verilmemelidir. İktidar ise rant odaklı politikalara son vermeli ve Kazdağlarını ulusal bir değer olarak koruma altına almalıdır. Bu süreçte tüm yurttaşlarımızı Kazdağlarına sahip çıkmaya davet ediyorum.”
“Gelecek Kuşaklara Borcumuz”
Sözlerini doğa savunusunun bir insanlık görevi olduğunu belirterek bitiren Gürbüz, şöyle konuştu:
“Doğayı savunmak, yalnızca bugünün değil, geleceğin sorumluluğudur. Kazdağları, bizim olduğu kadar gelecek kuşakların da hakkıdır. Bu yıkımı durdurmak hepimizin görevidir. Doğamız, yaşamımız ve geleceğimiz için Kazdağlarını koruyacağız.”