Her ne kadar şüphelilerin ifadelerinin alınması sırasında taksirle yaralamaya neden olmak suçundan işlem yapılmış ise de doktor ve ebe hemşirenin eylemlerinin görevi ihmal ve ihmali davranışla kasten yaralama, şayet bebeğin ölümü gerçekleşir ise bu durumda ihmali davranışla kasten öldürme suçu kapsamında değerlendirilmesini talep ederim.”
Bebeğini her gün gidip camdan görüp uzaktan sevebilen anne G.G., doğum için kendisine gün verildiğini ancak, 1 gün önce sancılarının başladığını anlattı. G.G., şöyle dedi:
“Telefonla doktorumu arayıp bilgi verdim. Hastenede olduğunu söyleyince eşimle birlikte geldik. Tetkiklerin ardından, doğum için içeri alındım. Doktor kontrolleri yaptıktan sonra, benimle ilgilenmesi için hemşireye talimat verdi. Doktor doğumhaneden çıktı. Doğum başlayınca da ebe hemşire doktoru arayıp bilgi verdi. Bir süre bekledik doktor gelmedi. Doğum başladı, saçı görüldü. Ben hemşireye çocuğu almalarını, geç kalmaları durumunda çocuğun zarar göreceğini söyledim.
Bunun üzerine hemşire N.G., tampon yapıp bebeğin dışarı çıkmasını engelledi. Bir süre sonra doktor geldi ve doğumu yaptı. Çocuğum dünyaya geldiğinde kordonu boynunda değildi. Bunu görünce durumu söyledim. Bebeğim tepki vermeyince de hemen müdahale ettiler, oksijen taktılar. Çocuğumun vücudu simsiyah idi. Bugüne kadar solununum cihazına bağlı olarak yaşamakta. Doğum sırasında ihmali ve sorumluluğu bulunan herkesten şikayetçi ve davacıyım.”
İfade veren Dr. O.G.T. ise, ilk kontrolleri yaptığını anlatırken, bebeğin kalp atışlarının normal olmadığını bunu düzeltip, hemşireye doğumu takip etmesini söylediğini belirterek şöyle dedi:
“Bebeğin 8-9 santimetre görünmesi halinde bana haber vermelerini istedim. Ancak, beni doğumhaneye çağırdıklarında bebek başınının alın hizasına kadar dışarıda olduğunu, başının sol tarafında göbek kordonunun sıkıştığını ebe hanımın eli ile bebeğin başını bastırarak engellediğini gördüm.