Geçmişte savcı ve emniyette verdiği ifadelerin doğru olduğunu belirten Soytürk Ç., “2011 yılında eşim ile aramızda tartışmamız oldu. O dönem kayınvalidem geldi. Polisi arayarak eşimi aldı. Tartışmamız adli mercilere yansıdı. 2014 yılında 4'ncü çocuğum olduktan sonra Allah rahmet eylesin eşim çok inatçıydı. Artık evliliğimiz dikiş tutmuyordu. Çok yalancıydı. Eşim çocukları alarak kadın sığınma evine gitti. Ben de barışmak için defalarca kapısına gittim. Eşimin niye kadın sığınmaya gittiğini sordum. Ama bana bir şey demediler. Beni 1 hafta sonra aradılar. Gidip çocuklarımı aldım. Eşim ile camdan görüştük. Beni sevmediğini söyledi. Ben çocuklarımı alarak eve gittim. Aradan 15 gün geçtikten sonra araya büyükler girdi ve eşim eve geldi. Çocuklarım bana sığınma evinde yaşadıklarını anlattılar. Çocuklarım, sığınma evinde eşimi iki kez bir arabanın gelerek aldığını söylediler. Ben bunu eşime yakıştırmak istemedim. Bu arada babam vefat etti. Babamın ölümünün 51’inci gününde eşim ile aramızda tartışma çıktı. Tartışma sırasında bana 30 kişi ile beraber olduğunu söyledi. Ben de o sinirler ittirdim. Bu sırada yaralanmış. Ben evden çıktım. Akşam geri geldiğimde annesini aradım ve kızını almasını istedim. Annesine defalarca ‘kızını götür’ dedim. Ama gitmedi. Olay yaşanmadan 15 gün önce annesi polis ile gelerek eşimi aldı. Karakola gittim, evlerine gittim, barışmak istedim. Yılbaşı günü çocuklarımı da alarak annelerine götürdüm. Çocuklarımı bile içeriye almayarak kapıyı yüzümüze kapattı. Ardından boşanma davası açtılar. Çocuklarımı elimden alıp beni süründüreceğini söyledi” dedi.