Son defa nur yüzlü vefâkâr ve fedâkâr hanımına baktı. Doğum esnâsında yanında bulunup alâkadar olamayacağı için, gönlü mahzun bir hâlde, düşmana kılıç sallayacak olan ellerini edeple Cenâb-ı Hakk’ın ulvî dergâhına açtı. Gözlerine biriken merhamet damlaları arasında niyâz etti:“İlâhî! Senin yolunda gazâya gidiyorum. Mâlûmundur ki Sen’den başka kimsem yok! İlâhî! Şu vefâkâr ve çilekeş hanımımdan doğacak olan evlâdımı Sana emânet ediyorum. Lûtuf ve kereminle onu muhâfaza eyle!”Bundan sonra atına atlayan cengâver baba, hızla gözden kayboldu.